İzmir de Ulaşım

ALİ İNSANLIK İÇİN VAZGEÇİLMEZDİR

16 Aralık 2019, 21:28
Metin TANRIVERDİ
 Sosyal medyada sormuştuk;

“ALİ, ALEVİLER İÇİN NEDEN VAZGEÇİLMEZ VE KUTSALDIR ? 
ŞİİLERLE  ALEVİLER ARASINDAKİ FARK NEDİR?"

ALİ KONUSUNDAKİ BU DENEMEMİZ SORUMUZA KARINCA KADERİNCE BİR CEVAP OLSUN. 

DEDİK VE YAZDIK UMARIM KAFA KARIŞIKLIĞININ GİDERİLMESİNE YARDIMCI OLURUZ.

MUHAMMED'İN PEYGAMBERLİĞE DEVAM EDEBİLMESİ VE İSLAMIN HAYAT BULMASI İÇİN BİR ALİ GEREKİYORMUŞ.

Belki de Ali olmasaydı Muhammet Peygamberliğini yapamayacaktı. 
Daha peygamberliği başlamadan katledilebilirdi. Ali’nin belirleyiciliği örümcekle ölçülebilir mi?
Bunun delili Hicret başlarken  Ali’nin, Peygamberin yerine onun yatağında kalıp, Ona suikast yapmayı planlayanlarla ilk yüzleşmeyi seçmesidir. Ama ne yazık ki daha sonra egemen olan İslamın kural koyucuları (Ki bunlar Peygamberin en sevgililerini katlettiler) için, o gerisi olmayan bir örümcek, “Allah’ın Aslanı” bir Ali’den daha değerli olmuş. (Yazık, çok yazık. Bunu anlatmak bile utanç verici değil mi?)
Kuşkunuz olmasın ki bu sebepsiz değildi.

Medine'den sonra Ömer olmak, Osman olmak kolaydı, asıl önemli olan Medine'den önce Ali olabilmektir.

Halifeler döneminde Şiilerin iddia ettiği gibi,  Ali “Gadir-i Hum” gereği, “halifelik benim hakkım” iddiasını savaş alanlarına taşısaydı, bu gün olduğu gibi, Peygamber den sonra, hemen daha o günlerde İslam alemi belki de kan gölüne dönecekti. 

Ayşe ile olan  şavaşında, Ayşe’nin askerleri, Kuran sayfalarını mızrak uçlarına taktığı için, Ali savaşı durdurmuştur.  
Savaş nedeniyle Kuran sayfaları yok olmasın,  Kitap  zarar görmesin. Temel gerekçesi budur.

Ali savaşı durdurmasaydı kuran belki de eksik bir kitap olacaktı.  Bir tarafta İktidar hırsıyla  kuranı feda edecek kadar gözü dönmüş Ayşe, diğer tarafta kuranın güvencesi için kazandığı zaferi feda edecek kadar kurana bağlı olan Ali.

Ayrıca Ali, doğru bildiğini ve gerçekleri çekinmeden, bedeli ne olursa olsun söyleyen bir kişiliktir. Cemel vakası (Haziran 656-Zilhice 35) buna örnektir. O olayda, yani Ayşe ile ilgili gerçek, kural koyucular tarafından 4 ayrı görüşle sırlanmış oldu. (İslamın bu gün neden birlik oluşturamadığının kökleri tarihinde saklıdır. Ve bu ayrı bir yazı konusudur)

İnandığı dava için, bütün insanların iyiliği için, dava arkadaşları için, makam, mevki, özel çıkar beklemeden canını ortaya koymaktan çekinmeyen, adanmış fedai kutsallığında bir karakterdir Ali.
İşte Ali’nin bu hayat ve mücadele süreci dikkate alındığında Ali deki karakter çok özel bir karakterdir.

ALEVİLER ALİ’Yİ “EN’EL HAK” KABUL EDER.

 Ali, Aleviler  için kutsal kitaplarda belirtilen ölmeden, daha yaşarken yaratanla birleşen, insanın ulaşabileceği en üst karakter olan, “EN’EL HAKKA” ulaşan candır. Muhammed’in miraçta gördüğü yüzüğün Ali’nin parmağındaki yüzükle aynı olması, Ali’nin “EN’EL HAK” olmasına bir delil olarak kabul edilir.
Şiilerle Alevilerin, Ali’yi benimsemelerindeki temel farklılık “En’el Hak” inanışından kaynaklanır. 
Aleviler Ali’nin “EN’EL HAK “OLDUĞUNA İNANIRLAR ŞİİLER İNANMAZLAR. 
Şiiler yaratan-yaratılan birliğini kabul etmezler. Yaratan-yaratılan birliğini HAK KİTAPLARIN TEBLİĞLERİNE en uygun aleviler kabul eder.  
Ali işte bu yüzden Aleviler için kutsal ve vazgeçilmezdir. 

Şiilerle Aleviler arasında ki temel ayrılık “En’el Hak” inancından başlar.

Gadir-i Hum idiası, Peygamberden sonrası Araplar arası iktidar mücadelesinde İktidar (halifelik) Ali’nin hakkı olduğunu kanıtlamada temel siyasi bir iddiayı, Aleviler de benimsiyor olmasına rağmen, Ali konusunda, Şiiler kadar öne çıkarmazlar. 

Aleviler için önemli olan Ali’nin” En’el Hak” oluşu, Adanmış fedai karakteridir ve inanılan davaya her şart altında sadakattir.

ALİ CAMİYE GİDİYOR ALEVİLER GİRMİYOR MESELESİNİN NEDENİ
Üzerinde kul hakkı olmayan doğru yaşayan günahsız bir insan ol da, hangi dinle olursan ol. 
Alevilik için “doğru insan” karakterini elde etmek  en önemli ibadettir. Bunun ritüelide doğal ve düzgün insan davranışlarının, ilişkilerinin bütünüdür.
“Ali camiye gidiyordu ama Aleviler gitmiyor”  meselesine gelince, bu başka bir açıklamayı gerektiren, uzun bir konu olması bakımından girmeyeceğim, sadece şunu belirtmekle yetinelim; Alevilik doğru yaşayan insanı elde etme deki misyonu Dinlerin Misyonu ile çelişmez.
Doğru yaşayan yani günahsız insanı elde etmede Aleviliğin kuralları ve farzlar dinlerle temelde farklı bir alternatiftir. 
 
Dinler misyonu gereği farzları birbirinden farklı olsa da hedefleri aynıdır. Hedefleri, İman ve Sahih amellere ulaşmada yanı günahsız üzerinde kul hakkı olmayan doğru yaşayan insanı elde etmektir.  Dinler bu görevlerini yerine getiriyorsa Alevilik dinlere karşı değildir.  Her semavi dinin idia ettiği gibi ben hak diniyim siz değilsiniz gibi Aleviliğin dinlerin varliğinı inkar etme  bir idiası yok. Her dini hak din olarak kabul eder. Hak kitapların tebliğlerinden anlaşılacağı üzere Din İman Takva (Günahsız insan Yardım eden Üzerinde kul hakkı olmayan Günahsız İnsan) bütünlüğü vardır. 

Aleviliğin iddiası Müslümanlıkta, Emevilerle birlikte diğer dinler gibi İman ve takva hedeflerinden sapmıştır. 

Kuran tebliğinden de anlaşılacağı üzere ''Müslüman oldunuz ama daha kalplerinize iman girmedi'' Hucurat suresi 13 veya 14. ayeti olabilir. Yine Maun suresinin belirttiği gibi farzların yerine getiriyorsunuz ama Dinin hedeflerinden sapıyorsunuz.   Kuranın bu tespitlerinden anlaşılacağı üzere Farzlar yerine getirilirken imana ve sahih amellere ulaşabiliyorsan gerçek bir Müslümansın, farzları yerine getirip de İman ve sahih amellere ulaşamıyorsan münafık bir Müslümansın.

Aleviler Siyonist Museviliğe, engizisyonca Hıristiyanlığa ve yobaz münafık Müslümanlığa karşıdır ve alternatifidir.


Yani dinlerin insanı iman ve sahih amellere ulaşmasını engellemediği sürece, Aleviler Musa'nın, İsa'nın, ve Muhammed’in dinine karşı değildir.  Hatta antiğ cağın inançlarına hoş görüyle yaklaşır.  Cem , Antik cağın site şehirlerin senatolarıyla benzerlikleri vardır.

Ama ceme katılmada kul hakkı olup olmadığı esas alınır.

Kul hakkı olanlar ceme katılamaz.

Antik cağın site senatolarına kölele,r askerler ve kadınlar katılamaz gibi böyle temel bir fark vardır. Buna  Alevilerin kurduğu Yeniçeri ordusunun ve   düzeninin hüküm sürdüğü İstanbul ve diğer yerlerde  Sinegoğ , kiliselerin camilerin cem evlerinin  birlikte acık olduğu ve her dini cemaatların ibadetlerinin özgürce yapmasıdır.  Bu dini özgürlük ne Roma, ne Paris, neLondra, ne Madrit nede Mmekke'de yoktu  o dönemde.

Evet  Ali karakterini Müslümanlıktan almıştır, çünkü gelişme çağında müslaman olmuştur (İslam kaynaklarında 10 yaşında müslüman olan 2. kişidir Ali.).

Müslümanlığın ve diğer dinlerin misyonu insanlığı iman ve sahih ameller edinmesini sağlayarak üzerinde kul hakkı olmayan günahsız insanı elde etmektir. Alinin döneminde Müslümanlık bu görevini tam anlamıyla yerine getirdiği için Ali en üst karaktere ulaşmıştır. 
Aleviler için de dinlerin vermek istediği karaktere ulaşmak önemlidir. Bu karaktere ulaş da hangi dinle ulaşıyorsan ulaş. Pirimiz mevlananın şu sözü bunu en acık şekilde dile getirmiyormu İster Musevi Mecusi  Hristiyan  işter Müslüman ol ne olursan ol yinede gel. Mevana burada neye cağırıyore İmana ve doğru yaşayan insan olmaya. İşte bu karaktere sahip olduktan sonra hangi dinden olursan ol, Alevilerin başının üstünde yerin olur. 
Aleviler için bir insanın hangi dinden olduğu değil, nasıl bir karaktere sahip olduğu önemlidir. 
Bu karakterin özelliğini kutsal kitaplar belirlemiştir. 
Alevilikte kutsal kitapların tanımladığı “doğru yaşayan insan” tanımını,  Alevilerde aynen kabul etmiştir. 
Bu karekterin tanımlaması her kutsal kitapta birebir aynıdır. 
Kutsal kitaplar insanlığı ulaştırmak istediği karakter, “doğru yaşayan insan” karakterini elde etmektir, “doğru yaşayan insan” karekterinin tanımı şöyle yapılmıştır;  üreten, biriktiren, paylaşan, birbirine, doğaya, yaradana saygı duyan, birbirine danışmayı yerine getirip, ömür boyu devam ettiren, muhtaç olmayan, yardım yapan insan karekteridir.

Alevilerin ididiası ; Peygamberlerden sonra Museviliğin Siyonistliğine, Hristiyanlığın Engenizasyona, Müslümanlığın münafıklığına kaymıştır, artık doğru, günahsız insanı elde etmedeki misyonlarını kaybetmişlerdir.  Bu nedenle camiler kiliseler sinegoglar doğru insan karekterini oluşturmada artık bir  yeterliğe sahip olmadığı için, bu ibadethanelere gitmenin gerekli olmadığını kabul ederler. İşte bunun için camiye kiliseye sinegoğa gitmezler. Aleviler “doğru insan” yaşayan insan olduğunun ikrarını, görgü ceminde verir. Ömrü içinde gittiği sonraki cemlerle de doğru yaşayıp yaşamadığı diğer canların razılık verip vermemesi ile test edilir.   
Diğer ibadet hanelerde bu testleri yapacak ritüelleri görebilirmiyiz?
“Doğru insanı” elde etmede, Alevilik insanlığa yeni bir kural ve alternatif sunmuştur. Cem evleri ve rızalık alma, ve dardan geçme farzlarını insanlığa getirmiştir. Bu kuralları da aynen kutsal kitaplardan alınmıştır. İnsan öldükten sonra cehenneme mi cennete mi gideceğinin belirlendiği amel sorgusunu insana ölmeden önce yaşarken yapmasını sağlamıştır. işte bu sorgu, rızalık alma ve dardan geçme farzlarıyla yerine getirilmiştir.
Bu anlayış nedeniyle Ali’nin camiye gitmesi, Alevilerin gitmemesi birbirleriyle çelişmez. Aleviler ne diyor; 14 bin yıldır pervanelikte gezdim. -kendimi bulamadım.- kırklar ceminde dara düş oldum.
Yani cemlerle “insan olduğumu ve doğru yaşamayı öğrendim” diyor.

Kırklar cemin de baş köşede kim var?
-Ali var, yani Ali’nin karakteri var. 
 Aleviler ne diyor.
 ‘’Aynayı tuttum yüzüme, Ali göründü gözüme“, burada vurgulanan “doğru insan” karekteri Alidir., Ali gibi görünürsen “doğru insan” olabilirsin 
Aleviler, canlara  “doğru insan” için bir örnek gösterecekse kimi göstermeliydi… elbetdeki Ali’yi göstereceklerdi.  Halifelik için adaletsizce davranan çocuk katili Ömer’i Tefeci Ebubekiri, Osmanı  gösterecek  değillerdi. ( bu kişilerin Müslüman olmadan önceki karekterlerine, hatta halifalik konusundaki adaletsizliklerine vurgu yapılmıştı. Müslüman olduktan sonraki karekterleri diyecek bir şey olmasada sorgulanabilir.)
Cemler ve cem evleri için buraya bir not düşelim.

Cemler kapalı ekonomi toplumlarında işlevini yerine getirebiliyordu.

Bu cemlerde Rızalık ve Dara çekilme ritüelleri yerine getirilebiliniyordu. Bu günün Açık toplumlarında cem yapılamaz. Çünkü rızalık ve dara çekilme ritüellerini uygulama imkanı artık yoktur. Bu gün yapılan cemler gerçek cemler değildir. Alevi dedeleri büyük vebal altındadırlar.  “Ceme katılanlar  birbirine rızalık vermezlerse cemler başlamaz, yapılamaz” kuralında bu gün kim kime rızalık verebilir ki,  kul hakkının en yüksek derecede ihlal edildiği bir dünyada. Alevi dedeleri kendilerine gelmeli. Cemleri camileştirmemeli. Rızasız, darsız cem, ibadetleri ile  insanları kutuplaştıracağımıza, camiye gidip insanları birleştirmek daha hak değilimdir.  Camiler,  kiliseler, sinegoglar “doğru insanı” elde etmede işlevlerini yerine getiremediği için cem evleri alternatif olmuştur.  Cem evleride işlevini yerine getiremiyorsa ki bu günki yaşam ilişkileri nedeniyle getiremez.  Alevileride tarikatlaştırmayalım. Cem evlerini camileştirmeyelim.

Ali Müslümansa doğru karakterini kabul etmeyeceğiz mi? Bu neye benzer? Edison Ampulü buldu . Edison Müslüman değil, Ampulü kullanmayalım mı?
Alevilerin Ali ile ilişkileri böyle bir şey, Ali doğru yaşayan insan karekterine sahip en uygun karekterdir. Ali camiye gitse de, aleviler gitmese de, Ali Alevilerin baş tacıdır. 
İşte bu yüzden tarihte Aleviliği tam anlamıyla yaşayan yada Aleviliğin kurduğu ordu  Yeniceri Ordusunun sancağındaki amblem zülfikardır.

Alevilik Hallac-ı Mansur’dur.

ALİ İNSANLIĞIN ULAŞMAK İSTEDİĞİ “DOĞRU YAŞAYAN İNSAN” OLDUĞU İÇİN, 
GERÇEK İMANA SAHİP OLDUĞU İÇİN, 
SAHİH AMELERE EN ÜST SEVİYEDE ELDE ETTİĞİ İÇİN.
EN-ELHAK OLDUĞU İÇİN,

İNANDIĞI DAVA İÇİN HER TÜRLÜ FEDAKARLIKTAN ÇEKİNMEDİĞİ İÇİN
İNANDIĞI DAVANIN YAŞAMASI İÇİN HAYATINI ORTAYA KOYMAKTAN ÇEKİNMEYEN FEDAİ OLDUĞU İÇİN,
İSLAMA EN BÜYÜK KATKIYI YAPTIĞI İÇİN,
DOĞDUĞUNDAN ÖLÜNCEYE KADAR KARAKTER SAPMASI GÖSTERMEDEN, DOĞRU BİLDİĞİNİ BEDELİ NE OLURSA OLSUN, SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMEYEN OLDUĞU İÇİN, PEYGAMBERİMİZ YAŞAMINA DAİR HİÇ KİMSENİN YAPMADIĞI FEDAİLİK DERECESİNDE Kİ FEDAKARLIĞI YAPTIGI İÇİN,
ALİ KUTSALDIR,  ALİ VAZGEÇİLMEZDİR.

Bu makale 10314 kez okundu
Yükleniyor...