ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ’NİN 102. YILI

Bu cephelerden birisi de Türk askerlerinin yazdığı bir kahramanlık destanı olan Çanakkale’dir. Kendisinden kat be kat üstün düşmana karşı verilen bu olağan üstü mücadelenin, vatan toprağını savunmak için gösterilen akıl almaz fedakârlıklarına, yüz binlerce gencin yaşamını yitirdiği tarihin en kanlı savaşını ve bu savaşın destanlaşan öykülerini gelin hep birlikte izleyelim. Bu giriş, “Çanakkale Destanı” adlı belgeselimin başında yer almıştır. Belgeselim, 18 Mart 2015 günü, “Yok edilmek istenen bir ülkenin yeniden doğduğu” Gelibolu’daydı. 

Gelibolu’da 17-18 Mart gecesi hiç uyuyamamış, Gelibolu önünde 100 yıl önce yaşananlar gözümde canlanmıştı. Feribottaydık, üzerinden geçtiğimiz denizinin altında, Nusrat’ın bıraktığı mayınlarla batan Fransız Gaulois zırhlısı, İngiliz Agamemnon zırhlısı, Fransız Bouvet ve Sufren zırhları ve de İtilaf devletlerinin dev armadası yatıyordu… o an, belgeselimde yer alan, İngiliz Deniz Kuvvetleri Bakanı Churchill’in, Çanakkale Deniz Savaşı’nın kaderini değiştiren Nusrat gemisi için söylediklerini anımsadım; “1915 yılında bütün Avrupa’da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş, büyük savaşlar yapılmıştı. 2–3 milyon asker ölü ve yaralı bulunmakta, 4–5 bin savaş gemisi denizlerde dolaşmaktaydı. Fakat bunların hiç birisi Nusrat’ın döktüğü mayınlar kadar savaşın devamına ve düşmanın geleceğine etkin olacak kadar bir başarı gösterememiştir.”  

18 Mart 2015 günü, Gelibolu’da “Çanakkale Geçilmez” adlı panelin başlangıcında gösterilen, “Çanakkale Destanı” belgeselimi 500 kişi ayakta izleyip alkışlarken, aynı anda “Ulusal” bir kanal belgeselimin tamamını ülkemize izletmişti. Fener alayından sonra İzmir’e dönerken, denizden geçilemeyen Çanakkale’nin morlaşmış dağlarına baktım. 25 Nisan 1915 günü erken saatlerde ANZAK askerlerinin Seddülbahir’e çıkışlarını anımsadım. 5. Türk Ordusu Komutanlığına Alman Mareşal Liman von Sanders’in yanlış kararlarını, 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in; 

“Bütün Komutayı bir komutanda toplamak şarttır. Bütün kuvvetleri benim emrimde toplamalısınız” sözlerini hatırladım. Uykuya dalmışım, ter içinde uyandım. Rüyamda; Anafartalar Komutanı Albay Mustafa Kemal’in adının geçmediği film ve Çanakkale fotoğraf sergilerini görmüştüm. 

Gerçek neydi? Çanakkale deniz ve kara savaşlarında; 59.408’i şehit olmak üzere toplam 250.000 asker kaybımız olmuştu. İtilaf devletleri, Çanakkale’de yenildiği ve de saygı duyduğu Anafartalar Komutanı Albay Mustafa Kemal için birçok övgü dolu sözler söylerken, kimileri, Albay Mustafa Kemal’i Çanakkale zaferinden yok etmeye çalışıyordu. Belgeselimde, “Anafartalar Kahramanı” Albay Mustafa Kemal’i, İngiliz Yazar Walder şöyle tanımlar;  “Çanakkale’de adını duyuran sadece bir tek kişi vardı. Alman üstlerine başarı ile karşı koyan ve dik başlı Mustafa Kemal...”

“Oysa Mustafa Kemal, o gün tam bir çılgınlıkla savaştı. Ya burada ölüp gidecek, ya da kendisini gösterecekti. Devamlı olarak hep en ön siperlerde çarpışmaktaydı’ diyen Avustralyalı tarihçi Moorhead, anlatımına şöyle devam eder; “Topları mevziye sokarken erlerine yardım ediyor, mermiler arasından kalkıp, düşmanı kolluyor, askerlerini en ufak bir kurtuluş umudu olmayan hücumlara kaldırıyordu.” 

Alman Tarihçisi Profesör Melzig ise, Albay Mustafa Kemal’i şöyle tanımlar; “O’nu, yüksek kumandanların çoğuna üstün kılan nitelik; ölümü küçümsemek ve yiğitlik göstermek bakımından askerlerine en büyük örnek olmasıdır.”

Liman Paşa,  Albay Mustafa Kemal’in dehasını şöyle anlatır: “Kendisi sorumluluğu sevinçle karşılayan bir önderdir. Enerjisine tam güvenim vardır. O akşam Anafartalar kesimindeki bütün kıtaların Komutasını 19uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal Bey’e verdim.” 

Fransız Kumandan Delega, Mustafa Kemal için şunları söylemiştir: “Hiçbir zaman bu kadar ağır sorumluluk ve bu kadar tehlikeli bir girişim, bir kumandanın omuzlarına yüklenmemişti.” 

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yılını anarken, 18 Mart Deniz Zaferi kahramanı Cevat (Çobanlı) Paşa’yı, Anafartalar Komutanı Albay Mustafa Kemal’i şükranla anıyorum.

Saygılarımla,