İzmir de Ulaşım

İLGİLİSİNE AÇIK MEKTUP

29 Aralık 2014, 10:49
Mehmet ALTUN
İLGİLİSİNE AÇIK MEKTUP

Son yıllarda düne dair,bizde değeri olan,önem taşıyan hiç bir şey kalmadı.Tüm değerlerimiz erozyona uğradı.Kutlu,saygıya değer gördüğümüz tüm değerlerimizi yıprattık.Tabii dünya da değişti ama son senelerde önceden saygı duyduğumuz,bizler için önem taşıyan,saygınlığı olan,hatta kutsallarımız olan bir çok konu dokunulmazlığını yitirdi.

İstiklal Marşımız,bayrağımız,büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ait bir çok önemli konu,kuruluş yıllarımıza,kurtuluş savaşımıza ait değerlerimiz,şehitlik kavramıyla ve şehitlerle ilgili hatta dinimize ait bir çok kutsalımız,hemen hepsi yıpratılarak seviyesiz  tartışmalara açıldı.Kavramları yıprattık,yorduk,eğip büktük,bazılarını tamamen tükettik !

Ne yazık ki biz solda siyaset yapanlar da bu değişimden olumsuz yönde nasibimizi aldık.Bu olumsuzluğa tam anlamıyla ayak uydurduk.Kendi değerlerimizin kıymetini bilip,koruyacağımıza , bizler de bu yozluğa ayak uydurarak kendi ayaklarımıza ateş ettik.

Üniversitelerde sosyal bilimlerle uğraşan ve bu konuda tez hazırlayacak olan genç akademisyenlere o kadar çok malzeme verdik ki sanırım süreç içerisinde teker teker hepsini ele alacaklardır.

Söz gelimi son dört yılda Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaşanan akıl almaz değişikliklere veya "yeniliklere " kısaca bir göz atalım.

Cumhuriyeti kuran ve rejimin omurgası sayılan partinin Genel Başkanı bir komployla değiştiriliyor ve ne partili kamuoyunda ne de ülkenin önde gelen  kurumlarında kayda değer bir tepki görülmüyor.

Ama canım Genel Başkan da şöyleydi,böyleydi, o zaten ... gibi gerekçeler ortaya atmayın.Ben,genel bir erozyondan söz ediyorum.sözü edilen kişiyi sevmek veya sevmemekten söz etmiyorum.Asıl değişiklikler ise, kamuoyu bu olayları kanıksayıp, değişime alıştırıldıktan belli bir süre sonra arka arkaya gelmeye devam ediyor.

Partinin kuruluş ilkeleriyle ve neredeyse yüz yıllık politikalarıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan birtakım kimseler, bizzat parti üst yönetimi tarafından davet edilerek partinin -tüzüğü de hiçe sayılarak-en üst düzey görevlere atanıyor ve bu atanan kişiler astığı astık,kestiği kestik -özür dilemek gibi- politikalar uyguluyorlar...! Ancak tabandan hiç bir tepki yok !

Ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor,bizzat genel başkan partinin yetkili organlarına danışmadan, "tüm sorumluluk bana ait,başarısız olursam gereğini yapacağım "  diyerek partiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir muhteremi başka bir partiyle birlikte "ortak aday"gösteriyor,sonuç hüsran..!. Ancak tabandan hiç bir tepki yok !

Ülkede yerel seçimler yapılıyor,belediye başkanlığı ve meclis üyeleri seçimlerinde tam bir ahşap,çavuş ilişkisi yaşanıyor.Herkes kendi eşini dostunu,iş ortağını,oğlunu,kızını aday gösteriyor,partiye yıllarını veren,örgütü sırtında taşıyan parti emekçilerinin ve parti örgütünün adı bile geçmiyor...! Ancak tabandan hiç bir tepki yok !

 Partili olmadıklarını bizzat kendileri açıkça dile getirerek, tabanın benimsemediği,tam tersine aykırı düştüğü konularda parti adına söylemlerde ve  eylemlerde bulunuyorlar...! Ancak tabandan hiç bir tepki yok !

Türkiye'nin en büyük ilinde B.Şehir Belediye Başkanı adayı gösterilen değerli parti büyüğü "! " ve oğlu ile ilgili yazılanlar medyada manşetlerden düşmüyor...!  Ancak tabandan hiç bir tepki yok !

Partili, değerli bir milletvekili kınama cezası istemiyle disipline veriliyor ve bu işlemle önümüzdeki seçimde m.vekilliğine aday olması bilerek önleniyor.Bir başka değerli m.vekili çıkıyor ve mağdur durumda bulunan m.vekili ile ilgili kamuoyu önünde ağır eleştirilerde bulunuyor, ahkam kesiyor...! Ancak tabandan hiç bir tepki yok !

Kısa süre sonra ülkede genel seçimler yapılacak, hemen herkes " rejimin geleceği için bu son seçim,bu seçimde de ağırlığımızı koyamazsak,tabandan arkadaşlarımızı Ankara'ya gönderemezsek iş işten geçmiş olacak,rejimi değiştirecekler " diyorsa da büyüklerimiz bildiğini okumak için kırk dereden su getiriyorlar...! Ancak tabandan hiç bir tepki yok !

Tenceredeki kurbağa örneği yavaş yavaş her şeye alıştırılıyoruz.Birkaç aykırı sesten gayrı,sonucu değiştirebilecek örgütlü,güçlü, "işte tabanın sesi "diyebileceğimiz bir çalışma görülmüyor.

Peki ama ne zaman silkinecek,ayağa kalkacaksın ? İş işten geçince,köprü çayın öbür yakasında kalınca mı ? 

SÜREKLİ OLARAK ; ÖRGÜTÜ,GENEL MERKEZİ,MİLLETVEKİLLERİNİ VE GENEL BAŞKANI SUÇLUYORSUN,HAKLISIN DA...PEKİ AMA ARKADAŞ,SEN SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIKMISIN ?
 
Bu makale 9725 kez okundu
Yükleniyor...