İZMİR SAHİPSİZ, İZMİR SANCILI

Yerel seçimler geldi çattı.
Hesaplar tutmuyor.
AKP çantasını açtı, taşını döktü...
İzmir adayı Nihat Zeybekçi.

Peki İzmir'i geçmiş dönemde defalarca yönetenler nerede?
Henüz ipin ucunu birleştiremediler.
Peki bu ne hesaptır ki hala belirlenemedi?

Ankara pazarlıklarla belli oldu; ortak aday Yavaş...
İstanbul belli oldu; İslamoğlu.

İzmir'e ne oldu?
Hala belli değil.("Geliyor" soyisimli biri olsa ne güzel uyar CHP yönetimine aslında)

Sormayalım mı neden?
Neden İzmir belli değil sayın CHP yönetimi?

Bayraklı İzmir'in gökdelenler bölgesi oldu.( Körfezin ekolojik dokusunu bozduğunu anlamıyoruz şimdilik)
Hasan Bey sesini yükseltti; "Parsel parsel satacaklar" [odatv.com] diyor...

Kime diyor?
AKP mi iddialı İzmir'de?
Yoksa "odunu koysan CHP adayı kazanacak" efsanesi mi?

Kime söyleniyor bu sözler?

Kendini bilinçli sayan İzmir'liler lütfen kime bu sözler?

Sırada daha kimler var, onları bekleyelim ağızlarına bir parmak bal çalınmazlarsa, kimler çıkacak ortaya?
Kim kestirebiliyor bunu?
İlçelerde kendini başarılı sayanlar suspus bekliyorlar.
[Oysa başarılı insan cesur ve özgüvenli olur.Bu yöntem, özgüveni öldürüyor görmüyormusunuz?]

Ne Karşıyaka, ne Konak, ne diğerleri şimdilik görünürde...İzmir'in parlayan yıldızı Bayraklı.
Neden?
Rant var da ondan.

Hey gidi akıl sen nelere kadirsin...Nerdesin?
Gel artık.

Aziz Kocaoğlu yaktın İzmir'i mi diyeceğiz?
Ne olacak?

Kemal Bey ve PM hala İzmir'in paylaşımında bir karara varamadılar.
Varsalar da öğrensek Bayraklı Belediye Başkanı Sn. Karabağ'ın itham ettiklerini.

Rantı kim kucaklayacak?
Kim kucaklayacak haksızlığı, hemde ulvi sözlerle?
[Öyle olmasa bile artık yetkili ağızlardan öğreniyoruz ki mesele millet değil, mesele; RANT.]

Kim olursa olsun, bu töhmetten kurtulabilir mi gerçekte ve gelecekte...

Buyrun rant yemeğine, buyrun efendiler...
Buyrun bu han-ı iştah, bu haneyi İzmir sizin;
Yiyin yedirin, doyun doyurun, tıksırıncaya kadar efendiler, tıksırıncaya kadar.
Tıksırığınızın sonu DEVRİMDİR.
Bunu yazın bir kenara, sizleri tarihin çöplüğünde dindirecek TARİHTİR efendiler..

Ne diyordu o büyük Şair;


"Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır; 
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır! 
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? 
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir! 
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay; 
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini. 
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! 
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak! 
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!"

Tevfik Fikret

Kaynak (https://www.antoloji.com/han-i-yagma-siiri/)

Dip Not: " Her kim birleşik proleter cephesi çıkarlarını lafta destekleyip, Birleşik Cephe  (anti-emperyalist cephe.) düşmanlarıyla mücadeleden, reformizmi eleştirmekten kaçınıyorsa, işçi hareketini burjuvazinin çıkarlarına bağımlı kılıyor, işçi sınıfı zararına çalışıyor demektir"
[George Dimitrov /Faşizme Karşı Birleşik Cephe]



Bu makale 1684 kez okundu