İzmir de Ulaşım

UMUDUMUZU BİLEYELİM

12 Temmuz 2017, 18:16
M.GÜNEŞ

Türkiye uzun  yıllardır sisli bir sürecin içinde yönünü uzun vadeli bilemeden sürüklendi gidiyor.

Son 15 yıl ise bu sisli kulvara tuz biber ekti.

Sınıf mücadelesi küreselcilerin tarafına kayan değişken solcularımızca rafa kaldırıldı, kullanım zamanı dolmuş bir kavram olarak görülüyor.Arsızca 80 lere, 70 lere ve geçmişe takılıp kalma olarak lanse ediliyor.Bu küreselci solcularımız için devrim zamanı Batı Alman Duvarı ile başlayıp Sovyetlerin dağılması ile biti diye gösteriliyor.

Utanmazlık,  aymazlık ve burun kıvırmalarla kendilerine bol bir küreselci don biçip giyiyorlar.

Oysa sınıf mücadelesi insan iradesi ile başlamadı ki üç beş çapulcunun şirin küresel düşleri ile sonlansın.Bilimsel Sosyalizm doğanın incelenmesi gibi sosyal olayları da bilimin diyalektik ışığı altında inceler.

Çağımız proleter devrimler ve emperyalizm çağıdır.

Henüz daha başlangıcındayız.

Sonucunu bilimsel olarak öngörmek mümkün ama zamanını bilmek kahinlik ister.Kahinlik ise ayakları ile düşünüp beyni ile gezmelerin sanıdır.Biz bu sanı taşıyamayız.

Bunu ancak aymazlar taşıyabilir.Utanmazlar, bitmişler, teslim olmuşlar, savruk değişkenciler.

Türkiye uzun yıllardır sürüklendiği sisli sürecin içinden kuşkusuz çıkacaktır.Çıkacaktır çünkü toplumlar geriye doğru gitmiyor.Biçimsel olarak savrulmalar somut koşullar gözlemlenince yeni sıçramaların yani dolguların başlangıcını temsil ederler.

Emperyalizm ve proleter devrimler çağı devlet aygıtının sınıfsal olarak devrilip  ve üretim araçlarının el değiştirmesi ile sürüp nihai olarak da o aygıtın sönmesi ile son bulabilir.

Sosyoloji  bir bilim olarak toplumların dönüşümünü zaman kavramı  kullanarak incelemez.O sadece üretim ilişkilerinin aşamaları ile ilgilenir.

Bunu sadece marksistler bilir, bilimsel bir olgu olarak önlerinde rehber edinirler. Geriye kalan sadece gürültücü komik salaklar ve küreselciliğe bulanmış aymazlardır.Onlar işbirlikçi yelpazede kimler varsa onların gölgesinde nokta olmayı seçip yaşamın gerçeklerine ve o gerçekleri yaşamlarına uygulamaya çalışanlara sözde yukarıdan bakarak burun kıvırırlar."...lere takılmış" edebiyatı ile madah bir halt yaptıklarını sanırlar ki yaptıkları kuyrukçuluktan öteye geçmez.

Kuyrukçular, hareketin önünde ışık olmayı tarihin hiç bir döneminde seçememiş gevezelerdir.Yarına dair bir tespitleri yoktur, kuyrukçunun ağası neyi gösterirse onu görür.Bağımsız ve özgür düşünemez, saptama yapamaz.Ağaları kural koyar onlar sadece bu kuralı tartışmadan eleştirmeden kabul ederler.

Kuyrukçuluğu uzun uzun anlatıp bu gevezelere zaman ayırmak aptallık olur.

Türkiye ileriye akıyor.İhanet, ardılından vurulmalar vs. gibi uyuşturucu gevezeliklere değil ileriye akan yaşama bakıp umutlarımızı daha da bileyerek yarınların sahiplerine katkılarımızı artıralım.Bırakalım gevezeler kendi içlerindeki küflerden parıldasınlar.

"Güzel günler göreceğiz"  İnsanlık her saniye daha iyiye doğru ilerliyor.

Bu yaşamın temel felsefesidir.Zaman biçmek kahinlerin işi.Onu da onlara bırakalım.


Bu makale 983 kez okundu
Yükleniyor...