21 Kasım 2024 Perşembe
BU DERİNLİKTEN HANGİ İKTİDAR ÇIKACAKPartiler programları ile halkın taleplerine cevap bulup, onun oyları ile iktidara gelecekse "Stratejik Derinlik" savsatası ile nereye gidilir?
Ana Muhalefet Partisi CHP, Kılıçdaroğlu yönetimi ile itifaklarının geldiği boyutu gösteren çarpıcı bir resimle çıktı bu sefer...
Davutoğlu, Karamollaoğlu ve Kılıçdaroğlu Avrasya Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) 5. Olağan Genel Kurulu’nda bir araya geldi. 17 yıllık Ak Parti iktidarında Türkiye Siyasetini okuma yetersizliği, onu bir bütün olarak görerek yapıyor.
Oysa sadece Milli Eğitime bakınca bile görünen gerçek çok açık. Ak Parti iktidar geldiği gün ve devamında ki süreçte bölüm, bölüm incelendiğinde görülüyor ki, BOP Eşbaşkanlığından, FETÖ Ortaklığına, Stratejik Derinlikten ASTANA Sürecine çok değişken boyutlarda seyir ediyor. Bunu anlamayacakmıyız? Kuşkusuz objektif gözlemlerimiz bizi Türkiye için doğru stratejide tutacaktır. Meselelere Erdoğan'a kilitlenip bakarsak gerçeklerden uzaklaşmış oluruz. Elbette Erdoğan karşıtlığı bir siyasi tercihtir anlaşılabilir. Ancak Türkiye'nin geldiği yol ayrımını doğru ve halkta karşılığı olan bir pencereden bakınca mesle iki kulvarda doğru incelenir oluyor. 1. Pencere: her şeye rağmen iç siyasette kendi programını halka anlatmak ve onu uluslar arası arenaya sürmeden Halkın beklentilerini kucaklamak... 2. Pencere: Başta ABD emperyalizmi olmak üzere Batılı Emperyalist programlara karşı Türkiye'nin doğal programını savunmak. Türkiye'nin jeopolitik yapısı gereği gerçekçi PROGRAMI Doğal komşularımızla karşılıklı saygıya dayanan bağlarımızı güçlendirmek, Rusya ile karşıkarşıya gelmek değildir. Doğudaki komşularımızdan Suriye ile koparılan bağları tekrardan kurmak, İran ve Irak'la ilişkileri sınırlara saygılı olmak, korumak ve ekonomik işbirliklerini güçlendirmek. Bunlar kimlerin ülke çıkarları ile çatışıyorsa onlar Türkiye'nin dostu olamaz. OLMUYORDA. İşte bu gerçekler ışığında Davutoğulları-Babacanları bu gün yaşananların sorumluları değilmiş gibi görmek olasımı? "Sorunları sebepleri çözümün parçası olamaz", bu bilimsel tahlil önümüzde duruken, CHP Yönetiminin neresini Türkiye'nin yürüdüğü rotada uygulayıcı olarak görebiliriz ? Sn. Kılıçdaroğlu "Enerjide Rusya'ya bağımlı olduk" diyor. Enerjiyi nereden alacağız? Yanı başımızda ki komşumuzdan mı? Yoksa okyanus ötesi ABD den mi alalım? Bunu bile göremeyen birileri nasıl Atatürk'ün partisinde genel başkan oluyor? Bunu sormayalım mı? Ve demogoji yaparak söylem gerçekleştirmek çok çirkin. Türkiye'nin Doğal Gaz Tarihçesi aşağıda ki gibidir; "BOTAŞ’ın 1986 yılında Soyuzgazexport (SSCB) şirketi ile 25 yıl süreli yapmış olduğu gaz alım anlaşması ile ülkemizde doğal gaz taşımacılığı ve ticaretinin ilk adımı atılmış, 1987 yılında ise fiili olarak ilk doğal gaz ithalatı gerçekleşmiştir. Kaynak çeşitliliğini artırmak ve arz güvenliğini sağlamak amacıyla 1988 yılında Cezayir ile LNG alım anlaşması imzalanmış, 1994 yılında ise Marmara Ereğlisi LNG Terminali devreye alınmıştır. 1995 yılında Nijerya ile 22 yıllık LNG alım anlaşması imzalanmıştır.
Yeni bir arz kaynağı olarak İran ile 1996 yılında doğalgaz alım anlaşması imzalanmış, 2001 yılında ilave bir kaynak olarak devreye girmiştir. 1997 yılında Rusya ile Karadeniz üzerinden gelen boru hattından (Mavi Akım)tedarik edilmek üzere 25 yıl süreli gaz alım anlaşması imzalanmıştır, 2003 yılında ise fiili olarak devreye girmiştir. Bu anlaşma ile birlikte ülkemiz 4 farklı arz kaynağına kavuşmuştur. 1998 yılında Türkiye ilk doğal gaz ithalatı yapmış olduğu Batı Hattı'ndan Rusya Federasyonu ile 25 yıl süreli doğal gaz alım anlaşması imzalamıştır.
2001 yılında Azerbaycan ile 15 yıllık gaz alım anlaşması imzalanmış, ülkeye yeni bir arz kaynağı kazandırılmıştır. Aynı yılda doğal gaz piyasası kanunu resmi gazetede yayınlanarak Türkiye Doğalgaz Piyasası’nın liberalleşmesi adına önemli bir adım atılmıştır."
Yukarıda bir tekelleşme görüyormusunuz? Ama Ana Muhalefetin asıl söz konusu yapılması gereken bu enerji alımlarını ÖZEL SEKTÖRE" devretmek olmalıyken Sn. Genel Başkan bunu bırakıp, sadece Rusya karşıtlığına su taşıyor. Oysa Türkiye toplam elektirik üretiminin %22-23 ünü Rusyadan alınan Doğal Gazla karşılamaktadır. Bu mu iktidara Emekçi Halkımız adına hazırlanmak? Bunları sormayalım mı? Türkiye'nin çıkarları, komşuları ile güçlü bağlar kurup onlarla olan sosyo-ekonomik ve kültürel birlikteliklerini geliştirmekten geçer. Ve Rusya ile iyi ilişkilerin sürmesi tamda Atatürk'ün öğütüdür. İşte bunu anlamak istemeyenden öte, tam karşı olanların yönettiği bir CHP Atatürk'ün partisi olabilir mi? Bunları sormayalım mı? Konuşmayalım mı? Kılıçdaroğlu'nu Davutoğlu ile yanyana getiren güç ve odakları görmeyelim mi? Dip Not: Yeri konusundaki tartışmalar bir yana, bakın her zaman övgü ile adından söz edilen "Aslan Sosyal Demokratların" isim babası Değerli Bilim İnsanı, Prof. Dr. Erdal İnönü’nün 22 Haziran 2004 tarihinde Milliyet gazetesinde yer alan demecinde ne diyor; “Türkiye’de kurulmasına taraftarım. ‘Nükleer enerjiye gerek yok, öteki kaynaklardan yeteri kadar enerji elde ediyoruz’ şeklindeki değerlendirmeyi kabul etmeme imkân yok”. Bugün üretilen enerjinin yetmediğini açıkça görüyorum. Bunun nedeni enerji eksikliğidir." M.Güneş Haber Kaynağı: ESH- Doğan Prepol
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
|
|