İzmir de Ulaşım

NEFRET Mİ DEVRİMCİ GÖREV Mİ?

"Dünyadaki her şey hareket halindedir... Yaşam değişir, üretici güçler büyür, eski ilişkiler çöker." KARL MARX

29 Ağustos 2015 Cumartesi 01:19
  "Devrim ve kin" iki yan, yana gelmez ve hatta gelemez sözcüğün, somutlaşmasının yaşama aksetmesini düşünmek ve bir karara varmak, bilgi açısından çok zor olmasa gerek.
Tarih bize defalarca kanıtlamıştır; "Devrimciler kin güderek hayatı değiştirmediler, onlar, somut koşulların diyalektik çözümlemelerini ışık tuttular yollarına.O yollar ki DEVRİMİN YOLUDUR.
Diyalektik yöntemin ışığı her zorluğu aşmanın sekmez yoludur.
Tek yoludur ne yazık ki (!)...
Bazı aymazların zoruna gidebilir ama yaşamı doğru yorumlamak sadece ve sadece "ÇAĞININ DEVRİMCİLERİNE NASİP OLMUŞ KAİNATIN GERÇEĞİDİR."
Nerde görülmüştür bilginin kinden beslendiği?
Kin ancak karanlıktan ve güçsüzlükten beslenir, bilgisizlikten beslenir.
Karacehaletin bindiği daldır kindarlık.

NEFRET YAŞAMI YEŞERTE BİLİR Mİ?
YAŞAMI HAKİKATİN EN SAF DİNAMİĞİ OLAN SEVİ YEŞERTEBİLİR.
HİÇ SEVİ DE NEFRET KONUK DAHİ OLSA KALABİLİR Mİ?
Kindar nesillere kimlerin sarıldığını, tarih binlerce kez bize kanıtlamadı mı?
Devrimci gelenek ve devrimci yaşamda kine, nefrete yer yoktur.
Devrimci yaşam geleneği, olguların bilimsel verileri ile ilgilenir.
İnsan iradesi ile biçimlenen her güdü de mutlaka eksiklikler çıkabilir.
Kin, bitimli bir yolun, ahlaksızca döşenmiş taşlarıdır.
Oysa devrim bilimsel bir kavramdır.Ve sonsuzdur.
Devrimcilik mi, kindarlık mı diye attığımız başlığa dönelim.
Politikalarını bireye nefretle oluşturanlar o, nefretin kaynağı bireyin, yok olması ile kendilerini bitirmez mi?
Faşizme karşı mücadelesini bir isim üzerine örenlerin, gerçekte faşizme karşı mücadele de bir etkileri olabilir mi?
Ne oldu faşist Çatlı öldü mesele bitti mi?
Çatlılar hala görev başında.
Demek ki isimler (subjektif süreç) değil, hakikatin bağımsız soylu davranışı (objektif süreç) önemlidir.
Kaldı ki dün yanlışta yürüyen bir çok isimin, bu gün gerçekle yüzleşip gerçeğin yanında olmayacağını kim iddia edebilir.Ya sa tam tersi...
"İnsanın geçmişi değil, geleceği şimdiki durumunu açıklar" sözü laf olsun diye mi yazıldı sanıyorsunuz...
Devrimler insanlar kötü diye değil, sosyal sürecin objektif gerekleri ile meydana gelir.
İyi bir insanın ateşe koyduğu su, deniz seviyesinde kaç derecede kaynarsa, inanın ki kötü bir insanınki de aynı dercede kaynar.
Onun için meseleler, insanla değil yaşamın insan iradesi dışında ki olguların seyri ile, programla, somut koşulların; diyalektik yöntemle yapılan tahlilleri sonucu açıklanabilir.
Hakikat budur.
Son söz olarak konuyu isimlendirelim.
Recep Tayyip nefreti ile programını açıklayanlar, ertesi güne yeni recep tayyiplerle uyanır.
Tıpkı dün demirel nefreti ile avunanlar bir gün uyuduklarında (1980 Darbesi) nasıl özal nefreti ile yoğruldularsa, onuda toprağa gömerek mesut yılmazlar, Çiller vs. ile avunup, bu gün recep tayyip nefreti ile zirve yaptılar.

Oysa mesele bunlar değil.
Mesele sosyal koşulların somut durumlarına göre mücadele örgütlemektir.

Ne yazık ki bunu yapanlar henüz bir adım atabilmiş değiller.
Demek ki hala çekecek acıları var bu toprakların.
Ancak hakikat hiç bir zaman karanlıkta değil.
Ap aydınlık yerde, bizden kendisini görmemizi bekliyor.
Kin ve nefretle değil, devrimci gelenek ve bilgi ile besleneceğiz.
Devrimci geleneğimiz çok, ama çokca fazla.
Görmesini bilenlere.

M.Güneş
Haber Kaynağı: ESH- Doğan Prepol
Yükleniyor...