DİPLOMASİDE DE AZGARİ BİR AHLAK OLMASI GEREKİR

Remzi CANOVA - Üsküp / K.Makedonya - Geçen yıl Kuzey Makedonya’da yapılan Parlamento seçimlerinde, ѝ Македонија повторно ваша” и ‘ gorda milliyetçi ve ırkçı sloganlarla büyük bir çoğunluk kazanarak seçimleri kazanan Mitskovsknin nihayet VMRO-DPMNE Partisinin Başkanı olduğunu unutmamak gerekir. Bilmeyenler için bu partinin kısaltılmış adındaki harflerin açılımını yapalım. VRO-İç Makedon Devrimci Örgütü ДП;НЕ (Milli Birlik Demokrat Partisi) adından, Osmanlı döneminde Osmanlı İktidarına karşı savaşan bir örgütün geleneklerini sürdüren teşkilatının geleneklerimi olduğu bu örgütün( veya partinin) bu durumda partinin son Parlamento seçimlerinde 59 milletvekili ile Makedonya Parlamentosunda çoğunluğu elde etmiştir. Şimdi tahmin edelim bu milliyetçi hata ırkçı parti nin yönetimi bu 59 milletvekili arasında bir Türk’ü milletvekili olarak önermemiş olma bakanının bulunmamasını ve yine bu parti tarafından kurulan Parlamento grubunda dolayısıyla hükümette bir Türk'ün bulunmaması olması ve Makedonya ‘daki her caminin kilise temelleri üzerine kurulduğunu iddia eden siyasilerle koalisyona girmesi bu partinin Başkanının bu ülkedeki Türklere karşı bakışı nın “Türkler solda sıfır” şeklinde olduğu sır değildir. O yüzden bu partiyle ortaklık kuran TMBH Partisi Başkanı Sayın Erdoğan Saraç’ın Makedonya Başbakan’ının yönetiminde İstanbul'a giden heyette bir Türk temsilcisi bulunmamasına şaşırıp üzüldüğünü (haklı tepki göstermesine rağmen) anlayamıyorum. Makedonya Başbakanının İstanbul’a gitmesinden sadece birkaç gün önce ABD ziyaretinde bulunmuş ve orda önemli bir medya organına verdiği demecinde Makedonya’nın stratejik partnerlerini sayarken tabi başta ABD yi zikretmesine şaşmamak gerekir, arkasından Yunanistan'ı strateji ortağı olarak zikrederken, strateji ortakları arasında Türkiye’nin de bulunduğunu asla anmamasına rağmen, Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından itibar görmesi Makedonya Türklerini üzmüştür.

Makedonya Başbakanının bu tavrı asla özürlenemez. bence pek de haklı bir olay değildir. Türkiye'yi bu demecinde strateji ortağı olarak zikretmemesi derin Kanaat'ıma göre tesadüf değildir.. Aslında Makedonya’daki Türkleri üzen bir olaydır.

Bugün Dışişleri ile İçişleri Bakanlıklarından tutun, Yargı ile bütün kamu kuruluşların hiçbirinde bulundurmayan bir yönetimin ve Başındaki şahısın ABD’ye giderken yanında bir Türk temsilcisini de götürmemesine şaşmazken, hiç değilse bari Türkiye ziyaretine giderken heyetten bir hatta daha fazla Türk temsilcisi ni heyete de bulundurmasından daha doğal bir şey olamaz. O bakımdan Sayın Erdoğan Saraç’ın tepkisi ve üzüntüsünü anlıyor ve kabul ediyorum. Ancak aynı bu kişinin /Kuzey Makedonya Başbakanı Hıristiyan Mitskovski’nin koalisyon ortağı olarak geçen gün İstanbul’a giden heyete bir Türk temsilcisi , dışında hükümette bir Türk bakanının veya diğer Devlet ve kamu kuruluşlarının başında bir Türk olmaması olgusu aslında daha kaygılandırıcı bir hal ve durum olmasına karşın sadece Sayın Erdoğan Saraç’ın değil, ülkedeki ve özellikle parlamentoda temsil edilen bütün Türk partilerinden hiçbirininim bir tepki göstermemesini anlamak mümkün değildir. Bu arada şunun da altını çizmek istiyorum.

Ebetteki, politika mümkün olanın ve faydalı olanın bir birleşimidir. Politikanın dünyada en eski mesleği ola n/ fahişelikle benzetebilmektedir, bu “meslekte bile “asgari düzeyde de olsa ahlak olmalıdır.

Ancak Makedon siyasilerinin bu ülkedeki Türkleri yüzde yüz marjinalleştirmiş olmalarına karşı b kayıtsız kalmalar Türk siyasi partilerini endişelendirmesini ve tepki göstermemelerini anlamak mümkün değildir.