İzmir de Ulaşım

KALPAZAN

05 Kasım 2025, 15:13
Murat Adıtatar

KALPAZAN  

- Mersin’de bir sahte dolar basım çetesine yönelik operasyonla 7,1 milyon değerinde sahte dolar ele geçirildi. Çetede üç kişi gözaltına alındı, baskı makinaları, sayaç makineleri, şablonlar vs. bulundu.  

- İstanbul’da yapılan bir baskında 4,5 milyar TL değerinde sahte döviz ele geçirildi; yabancı uyruklu 5 şahıs tutuklandı.  

- 2023 yılında Türkiye güvenlik güçleri, Afrika ülkelerine gönderilmek üzere hazırlanmış 1 milyar USD değerinde sahte para ele geçirdiğini bildirdi; şüpheliler arasında Ganalı ve İsveç uyruklular vardı.  

-Europol’un desteklediği uluslararası operasyonda 18 ülkenin katılımıyla posta yoluyla dağıtılan sahte para ele geçirildi; yaklaşık 66 milyon € değerinde sahte para tespit edildi.  

- Hong Kong polisi, 2024’te 2.55 milyon Hong Kong doları ( 326.000 USD) değerinde sahte banknot ele geçirdi; 3 kişi tutuklandı.  

- Almanya’da, Türkiye kaynaklı olduğu değerlendirilen ve ABD’ye gönderilmek üzere saklanan 103 milyon değerinde sahte dolar ele geçirildi.  

-İspanya ve İtalya merkezli bir suç şebekesi, 1 milyon € değerinde sahte 100 € banknot üretmiş; 2024 yılında 14 kişi tutuklandı.  

Örneklerde görüldüğü üzere Türkiye'de ve dünyada sahte para basımıyla ilgili çokça olay var. 

Bu kişilere “kalpazan” deniyor.  

Yakalananlara ne oluyor? 

Türk Ceza Kanunu Madde 197 sahte para gibi suçları düzenliyor. Neler var bu maddede... 

1. Sahte para üreten, ithal eden, taşıyan, depolayan ya da dolaşıma sokan kişi 2 yıl ile 12 yıl arası hapis ve 10.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.  

2. Sahte olduğunu bilerek alan kişi için 1-3 yıl hapis ve adli para cezası öngörülür.  

3. Bilmeden alıp sonra sahte olduğunu bilerek dolaşıma sokan için 3 ay-1 yıl hapis cezası vardır.  

Ayrıca, sahte üretim araçlarını üreten, satan ya da depolayanlar için ayrı cezalar mevcut.  

Bu suç şikâyete bağlı değildir; kamu davasıyla soruşturulur.  

Ele geçirilen sahte paralar imha edilir veya delil olarak saklanır; şüphelilerin malvarlıklarına, mücevherlerine el konulabilir. (Örneğin 2023 olayında şüphelilerin evlerinde nakit ve mücevher de bulundu.)  

Dünyada karşılığına bakalım... 

ABD’de federal yasa 18 U.S.C. 471 uyarınca sahte para üretimi veya dağıtımı suçtur; bu suçtan maksimum 20 yıl hapis veya para cezası verilebilir.  

Sahte para taşıma, dağıtma, kullanma gibi fiiller de suç kapsamındadır; “intenten dolandırıcılık” unsuru önemlidir.  

Bu suç, yalnızca “parayı çoğaltma” olarak değil; aynı zamanda “dolandırıcılık”, “kara para aklama” ve “örgütlü suç” çerçevesinde de değerlendiriliyor. 

Nerede olursa olsun sahte para basmak ciddi bir suç ve cezaları da ağır. 

Peki bu suç resmi organlar eliyle yapılırsa cezası var mı? 

Hiçbir cezası yok! 

Devletler ya da merkez bankaları istedikleri kadar KARŞILIKSIZ PARA basabiliyor.  

La Casa De Papel” adlı meşhur dizide bu konu detaylıca işlendi.  

"Ne var ki bunda basabilir" diye düşünebilirsiniz. 

O durumda enflasyon artar, piyasaya güven azalır, insanların alım gücü zayıflar.  

Zaten bu nedenlerle şahısların yasal olmayan yollarla para basması suç sayılıyor. 

"Resmi kurumlara neden izin veriliyor?" sorusunu sormamız lazım... 

İktisat fakültelerinde nedense paranın nasıl üretildiğine dair bir ders yok. 

Çünkü bu RESMİ KALPAZANLIK ortaya çıkarsa sistem çökebilir. 

FED denilen ABD Ulusal Rezerv Bankasının (ulusal yazdığına bakmayın birkaç bankerin kontrolündedir) DÜNYANIN EN BÜYÜK KALPAZANI olduğu ortaya çıkar. 

1971 yılından bu yana FED denen kurum, karşılıksız piyasaya sürdüğü dolarlarla rezervleri artırıyor.  

"Bizi ne ilgilendirir" diye düşünüyorsanız, çok ilgilendirir.  

Çünkü ABD doları uluslararası rezerv para olarak kullanılıyor.  

Dolayısıyla FED'in aldığı kararlar tüm dünyayı bağlayıcı niteliktedir. 

Geçmiş makalelerde çokça yazmıştım ancak kısa bir özet geçmek gerekirse... 

2. Dünya Savaşı sonrasında ABD dünyanın süper gücü haline geldi.  

1944'te Bretten Woods konferansında ABD doları uluslararası rezerv para kabul edildi. Ancak altına endeksliydi. 

44 ülkenin kabulüyle 1 ons altın (31,1 Gr) 35 dolar olarak belirlendi.  

Bu durum 1971'e kadar devam etti.  

Vietnam Savaşı sonrasında ekonomik buhran yaşanan ABD'de, başkan Nikson altın standardından çıktıklarını ilan etti. 

Yani ABD, artık basılan dolar karşılığında altın bulundurmak zorunda değildi.  

Fransa ve birkaç ülke itiraz etti. Bir kısmı altınlarını aldı.  

O yıllarda başlayan petrol krizi sonucunda Arap ülkeleriyle anlaşan ABD, petro-dolar dönemini başlattı. Böylelikle doların uluslararası rezerv para oranı giderek arttı. 

Artık FED'i dizginleyen bir kurum veya devlet yoktu... 

Karşılıksız dolarlar basıldıkça basıldı.  

Örneğin “USA: Money supply (broad money)” göstergesine göre Nisan 1971’de yaklaşık 663.5 milyar USD rezerv bulunurken, günümüzde (örneğin Ağustos 2025) için aynı göstergede “broad money” yaklaşık 22,1 trilyon USD seviyesinde.  

Başka bir ifadeyle eğer altın standardından çıkmasaydı bugün ABD'nin 22 trilyon dolar seviyesinde altın bulundurması gerekecekti.  

Şu an ABD’nin bilinen altın rezervi 8 bin ton civarında.  

Yani ABD elindeki altın 1 trilyon dolar dahi etmiyor. 

Bu durumda da altın talebini karşılayamadığı için moratoryum ilan etmesi gerekiyor. 

Sadece ABD değil, bütün ülkelerde durum benzer nitelikte. 

Avrupa merkez bankası da durmadan karşılıksız para arzını artırıyor. 

Ne var ki, balon şiştikçe şişmiş durumda. 

Sistem patlamaya hazır bomba gibi.  

Her an patlayabilir. 

Bu sebeple, sistemin sahibi olan bankerler, yeni bir çıkış kurguluyor.  

Kendi kurdukları düzeni yine kendileri yıkmak istiyor. 

Tek merkezden kontrol edebilecekleri "dijital para" sistemini getirmeyi amaçlıyorlar.  

Türkiye dahil birçok ülke dijital para için hazırlıklarını tamamladı.  

Bunun için "great recet (büyük sıfırlama)" dedikleri uygulamaya ortam hazırlıyorlar. 

Bütün devreleri tümden kapatacaklar. Birkaç küçük deneme de yaptılar. 

"Ajanda 2030" adı altındaki projelerini Davos'ta ilan etmişlerdi. 

2030 yılına kadar yeni sisteme geçmeyi planlıyorlar. 

Başarabilecekler mi bilemiyorum.  

Dünya insanlığı dijital köleliğe mi karar verecek, özgürlüğe mi? 

Pek yakında göreceğiz. 

  
Yükleniyor...