Parşömen Bir Serüvendir sergisi sürüyor

Serginin Proje Koordinatörü Ressam Dilşad Atasoy, parşömenin, Anadolu’nun bağrından çıkmış, kültür tarihimiz açısından son derece önemli bir ürün olduğunu söyledi, “Antik Çağ’ın bu son derece değerli, üzerine yazı yazılabilen ve kitaba dönüştürülen malzemesi parşömen, kağıdın bulunmasıyla önemini yitirmiş. Öyle ki adını aldığı Bergama’da bile bilinmeyen bir duruma gelmiş.” dedi, serginin oluşumuyla ilgili şu bilgiyi verdi:
“Antik Dönemin şehri Pergamon bir krallık merkezi. Zamanında dünyanın en büyük kütüphanelerinden birine sahipmiş. Bergamalıların bu ünlü kütüphaneyi oluşturmaları da ilginç bir hikâye. Antik Dönemde, Mısır'daki İskenderiye Kütüphanesi ile Bergama Kütüphanesi arasında büyük bir yarış olduğunu okuyoruz. Rivayete göre zamanla Bergama Kütüphanesi giderek büyümüş ve İskenderiye Kütüphanesi’nin önüne geçecek hale gelmiş. Tabii bunu istememiş Mısır Kralı. Bu nedenle, o dönemin yazı malzemesi olan ve Mısır'da üretilen papirüsün Anadolu'ya ihracını yasaklamış. İşte böyle başlamış her şey. Hani bizde bir söz vardır; "kötü komşu, insanı ev sahibi eder" diye, tam da öyle olmuş. Kâğıtsız kalan Bergama, çözüm yolları aramaya başlamış.

Kral II. Eumenes, çareyi, yeni bir yazı malzemesi icat edene büyük ödül vereceğini duyurmakta bulmuş. Ödül, herkesi harekete geçirmiş elbette. O zamanki Kütüphane Müdürü Krates de çalışmalara başlamış. Oğlak derilerini, üzerine yazı yazılabilecek kadar işleyerek inceltmiş ve krala sunmuş. Kralın malzemeyi beğenmesiyle ödülü Krates kazanmış ama bu buluşla asıl ödül insanlığın olmuş. Deri, bundan böyle Pergamon’da yazı malzemesi olarak kullanılmaya başlanmış ve Pergamon, kütüphaneler yarışına kaldığı yerden devam etmiş. Kâğıt inceliğindeki bu deriye Bergama Kâğıdı anlamına gelen ve Latince Charta Pergamena'dan türetilen ‘parşömen’ adı verilmiş. Parşömenin, MÖ II. yüzyıldan başlayarak bütün dünyaya Bergama'dan yayıldığı, isminin de bütün dillere buradan geçtiği biliniyor.
Zamanla kâğıt üretiminin artması ve yaygınlaşması sonucu, bu değerli keşfin yazı malzemesi olmaktan giderek uzaklaştığı, daha çok el sanatları alanında sıkışıp kaldığını görüyoruz. Ne mutlu ki, Bergama'da parşömeni üreten ve zorluklarına rağmen pes etmeden devam eden ustalar var hâlâ. UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü sahibi, büyük usta İsmail Araç ile yetiştirdiği öğrencileri gönül vermişler bu işe.
Unutulmaya yüz tutmuş bu kültürel değerin tanınıp bilinmesi adına yola çıktık ve Parşömen Bir Serüvendir adını verdiğimiz projemizi oluşturduk.
Parşömeni işleyen İstanbul’daki Kare Deri firması bize parşömen tuvaller hazırladı ve bu tuvalleri 38 ressam dostumuza ikişer adet olarak verdik, üzerlerine resim yapmalarını istedik. Sergi böyle oluştu.
Sergiyi ilk olarak parşömenin adını aldığı Bergama’d, Arkeoloji Müzesi’nde açtık. Bunu daha sonra ocak ayında bu kez İzmir TEKEL Kültür Fabrikasında açtığımız sergi izledi. Şimdi de Kültürpark’taki Pakistan Pavyonunda sanatseverlerle buluşturduk.”
Parşömen Bir Serüvendir sergisinde yapıtlarıyla yer alan ressamların adları şöyle:
Abidin Celal Binzet, Akın Ekici, Alev Mavitan, Alp Tamer Ulukılıç, Atilla Atar, Bedri Karayağmurlar, Bengü Bahar, Bersen Özkan, Betül Omay Yazıcı, Bihrat Mavitan, Burak Erim, Çağlar Tağcı, Ekrem Kahraman, Ferit Avcı, Funda İyce Tuncel, Gülay Yüksel, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Hakan Esmer, Hasan Rastgeldi, Hülya Düzenli, Kadir Öztoprak, Mahmut Karatoprak, Mehmet Ali Doğan, Mehmet Emin Erdoğdu, Merih Tekin Bender, Mustafa Kula, Nurdan Karasu Gökçe, Oktay Değirmenci, Orhan Zafer, Önder Aydın, Reyhan Abacıoğlu, Sema Barlas, Serdar Leblebici, Simge Kalfaoğlu, Şenol Tilki, Tezcan Karakuş Candan, Zuhal Arda