İzmir de Ulaşım

ANKARA'DA UMUTLARI YEŞERTEN GELİŞMELER

Anadolu Gösteri Merkezinde başlayan Kongreye, 825 delege tam kadro katıldı. Her renkten, dilden, dinden, etnik yapıdan, inançtan delegenin hazır bulunduğu salon “Birleşiyoruz!” mesajını veren sloganların yer aldığı pankartlarla süslendi.

16 Ekim 2011 Pazar 02:18

Kürt sorununda barışçıl, demokratik çözüm talep eden ve halklara ve inançlara, eşitlik, özgürlük isteyen pankartlar asıldı. Ayrıca erkek egemenliğine, cinsiyet ayrımı ve eşitsizliğe karşı barış için, demokrasiyi kazanmak için, ekolojik yıkıma, doğanın talanına karşı birleşiyoruz vurgusu da pankartlarda yapıldı. Kürsüde de  yine her dilden “birleşiyoruz” sloganı yer aldı.
Divan Başkanlığını Akın Birdal’ın yaptığı kongreye aralarında BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, BDP milletvekilleri, Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, İHD, KESK, ABF temsilcileri, ÖDP temsilcileri, Sanatçılar İlkay Akkaya, Suavi, Ferhat Tunç’un da yer aldığı çok sayıda temsilci katıldı.

HER DİLDEN SELAMLADILAR
Kongre Girişimi’nin açılışı her dilden selamlama ve ‘halkların kardeşliği’ mesajları ile gerçekleşti. Salon; Türkçe, Kürtçe, Lazca, Süryanice, Arapça, Ermenice, Çerkezce, Gürcüce, Rumca selamlandı. Alevi delege ‘Canlar’ı selamlarken, Nusayri, Pomak, Roman, Ezidi, Kurmanci delegeler de kendi dillerinden selamlarını kürsüden dile getirdi. Afrikalı delege ise “Herkesin kendi dili kaldı, bizim dilimiz kalmadı” diyerek salonu ‘gönül diliyle’ selamladı. Ardından hep birlikte kürsüden el ele kardeşlik mesajı verilirken, salon bu anı büyük bir coşkuyla alkışladı.
Divan Başkanı Akın Birdal, yıllardır taşıdıkları ‘birliktelik’ umudunun bugün başarıldığını söyledi. Bu birlikteliklerinin “stratejik birliktelik” olduğunu kaydeden Birdal, “Kürt özgürlük hareketi ile, emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin” birleştiğini söyledi.
Salonu Türkçe, Arapça ve Kürtçe selamlayan Ertuğrul Kürkçü, çok heyecanlı olduklarını belirtti.

KONGRE YENİ BİR YOL
Kürkçü, farklı bir yol denemeye karar verdiklerini, yukarıdan yapılacak tartışmalardansa, mevcut düzene karşı farklı zeminlerden yükselen yeni bir yol keşfetmeye çalıştıklarını söyledi. Ezilenlerin kurtuluş mücadelesi örneklerine bakarak, yeni bir imkan yaratmaya çalıştıklarını kaydeden Kürkçü, “O yüzden adımız Kongre” dedi.
Kongrenin her gün yeni dinamiklerle rengine renk katacağını kaydeden  Kürkçü, “Asla önceki deneyimlerimizi bir tarafa bırakmıyoruz, hepsini kendimizle birlikte ileriye taşıyacağız” diye konuştu. Kapitalist uygarlığı reddettiklerini belirten Kürkçü, insanlığın, özgürlüğün yeni uygarlığını istediklerini ifade etti. “Kongrede dışlanan, ötelenen, birbirine benzetilmeye çalışılan her şey itildiği yerden çıkarak kendi dinamiklerini ortaya koyuyor” diyen Kürkçü, Kürt özgürlük mücadelesini unutmadıklarını da belirterek, “Baş eğmez savaşçılarını” selamladı. Bu tekçi rejimin ötelediği halklarla birleşerek, kendilerinin efendisi olmak için yola çıktıklarını kaydeden Kürkçü, “Bu mücadele kaçınılmaz olarak emekçileri yan yana getiriyor” dedi. Kürkçü “Tekçi rejimin altında sinmeyen bütün halklarla birlikte kendimiz gibi olmak, kendimizi ifade etmek, kendimizin efendisi olmak için yola çıkıyoruz. Bizler emeğin haklarını toplumun haklarıyla karşı karşıya getirenlerden değiliz. Bugün Kürt’ün hakları için savaşmayana sosyalist denmez. Alevi’nin, Rum’un, Süryani’nin hakları için savaşmayana sosyalist denmez” diye konuştu.
Hiçbir sosyal mücadelenin kadınlar tarafından desteklenmiyorsa kurtuluş olamayacağını dile getirdi. Oldukça heyecanlı konuşan ve alkışlarla karşılanan Kürkçü, sözlerini “Herkes özgürleşmeden Türkiye’nin özgürlük mücadelesi sona ermeyecek” diye bitirdi. 

21. YÜZYILA YÖN VERECEK

Kongre Girişimi Hazırlık Komisyonu Üyesi Gültan Kışanak konuşmasına 20. yüzyılın ilk çeyreğinde geç kalmış bir milliyetçilikle  kurulan ulus-devlet anlayışının herkese büyük acılar yaşattığını, bu coğrafyanın kültürel dokusundaki zenginlikleri harap ettiğini söyleyerek başladı. “Burada gördüğümüz renkler bütün canlılığıyla yaşasaydı ve bizim kurduğumuz cumhuriyet demokratik değerlerle buluşsaydı bugün Türkiye bu durumda olmayacaktı, fakat geçmişi değerlendirmek sadece hayıflanmak için değildir, geleceğimize yön vermek için de bize ışık tutar geçmişimiz” dedi. Tüm Ortadoğu’da ve Türkiye’de büyük bir dalganın geliştiğini, farklı güç odaklarının 21. yüzyıla yön verecek farklı planlar içinde olduklarını, ancak geçmişten ders çıkararak yeni yüzyıla halkların ve emekçilerin yön vermesi gerektiğini ifade etti. Kışanak, “Bu kongrenin tüm dünyanın 21. yüzyılına yön verecek bir gücü olduğuna inanıyorum” dedi.

İLK HEDEFİMİZ ACIYI DURDURMAK

Kongre Girişimi Hazırlık Komisyonu Üyesi İstanbul Milletvekili Levent Tüzel seçimden sonra hızlı bir çalışmayla kongre hareketini bu güne getirdiklerini söyleyerek, kongrenin bu tarihi anda görevini yerine getirmek üzere buluşmasının emekçiler ve ezilen halklar açısından çok önemli olduğunu ifade etti.
İçinden geçilen dönemin ise  birkaç günlük gazete haberlerine yansıyanlarla bile özetlenebileceğini söyleyerek Enerji Bakanının önerisini, sürgün edilen Savranoğlu işçilerinin durumunu,  3 kadın vekilin 150 yılla yargılanmasını örnekleyen Tüzel bunun karşısında emekçilerin ve halkların eşit özgür birlikteliğini sağlayacak kazanımlar elde etmenin en önemli görevleri olduğunu söyledi. Tüzel “Biz her yerde emeği  için, özgürlükleri için, ayrımcılığa son vermek için, çevresini, tarihini, doğasını, korumak için bir araya gelen emekçilerin mücadele platformunu örgütlemek istiyoruz. Nefret ve düşmanlaştırıcı tutumlara karşı bir aradayız. Bir an önce halk muhalefetini örgütleme sorumluluğuyla karşı karşıyayız” dedi. “Neden kongre” sorusunu  cevaplayan Tüzel, kongrenin geçmiş birlikteliklerden daha kapsayıcı bir birliktelik olduğunu söyleyerek “Bu toplumsal mücadelenin en önünde olanlarla şimdilik bir aradayız, ama istiyoruz ki sadece toplumsal örgütlenmelerin mücadelecileri, önderleri değil, mahallelerde, kırlarda, fabrikalarda, emek örgütleri içerisinde herkesin sesi çığlığı, mücadele programı her yerde duyulsun” dedi.
Kürt hareketinin kongre mücadelesinde ağırlıklı yer tutacağına ilişkin sorulara da “Bizim ilk hedefimiz acıyı durdurmak, demokrasiyi, eşitliği ve özgürlüğü kazanmak. Öncelikle bunu kazanmak, sonra bu birliktelikle emeğimizin hakkını elde etmek en önemli taktik platformumuzdur.” cevabını verdiklerini söyleyen Tüzel  “İnançları ve yoksullukları sömürülmüş halk yığınlarına bu platformu taşıyarak Kongrenin ve Blok güçlerinin tek seçenek olduğunu göstereceğimiz gündür bugün” diyerek başarılar diledi.  Tüzel konuşmasını “Yaşasın işçilerin emekçilerin birliği, ezilen halkların  kardeşliği” sloganıyla bitirdi.

HALKLAR KARDEŞ KALACAK

Sırrı Süreyya Önder, Türk’ün bahçesine giren Ermeni, Kürt ve Türk’ün fıkrasını anlatarak başladı, “Biz Ermeni’yi, Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkes’i, Çingene’yi dövdürmeyeceğiz artık” diyen Önder, romanlara da özel bir vurgu yaptı. “Bu kongre hep söylendiği gibi romanların 72.5’un buçuğu olmayacağı bir platformdur, o buçuk milleti selamlıyoruz” diyen Önder, çocuğuna bırakabileceği en onurlu mirasın bu girişimi başlatanlarından olmak olduğunu ifade etti. Bugün işçi sınıfının Kürtleştiğini, Kürt sorununun işçi sınıfının sorunu haline nasıl geldiğini mevsimlik tarım işçilerinin düşen yevmiyelerinden gördüğümüzü anlatan Önder, bütün düşmanlaştırma çabalarına rağmen halkların kardeş kalacağını söyledi. “Hiç inkar etmeye gerek yok, biz bu girişimi Kürt özgürlük mücadelesinin verdiği ilhamla gerçekleştirdik. Bize solun Kürt’ü Türk’ü yoktur diyen Öcalan’a selam gönderiyorum.” diyerek sözlerini sürdüren Önder “Yeni bir devlet öngörüyormuşuz, sanki yeni bir şey keşfetmiş gibi bunu söylüyorlar. Eskisinden ne hayır gördünüz de yenisine laf söylüyorsunuz? Ülkeyi kışa çevirdiler, kışı donmadan atlatmanın tek yolu birbirimize sokulmaktan geçer. Bu ateşi birbirinden esirgemeyen hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum” dedi.

‘ZİNCİRLERİMİZİ KIRDIĞIMIZ GÜN’

Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Ahmet Türk de heyecanlı olduğu konuşmasında, Kongre Girişiminin Kongresinin yapıldığı bugünü “Zincirlerimizi kırdığımız gün” olarak nitelendirdi. Heyecandan sesi titreyerek konuşan Türk, “İşte tarif ettiğimiz, özlediğimiz Türkiye. Bugün burada Türkiye’nin fotoğrafını gördüm, çok mutluyum” dedi.
Halkların kardeşliği, eşitliğin arayışı içindeyiz. Halklarımız birbirine muhtaç” diyen Türk, halkları sistemin eline bırakamayacaklarını, sistemin ezmesine, susturmasına izin veremeyeceklerini dile getirdi. “Halkız, halkları kimse susturamaz” diyen Türk, bugüne kadar birliktelik yaratamamalarının özeleştirisini yaptı: “Meselelere dar yaklaşmakla halkımızın bizden beklediği iktidarı sağlama konusunda eksik kaldık” dedi.
Cezaevlerindeki siyasileri de unutmayan Türk, “Canlarımız topraklarda, yoldaşlarımız cezaevinde. Bu bizim için büyük bir ayıp, büyük bir utanç” diye konuştu. Sistemin halka rağmen kendilerini yönettiğini belirten Türk, bu Girişimi zincirlerini kıracakları gün olarak ilan etmeleri gerektiğini söyledi.

‘KONGRENİN SINIFSAL BOYUTU ÖNEMLİDİR’

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Kongre Girişiminin sadece siyasal ve toplumsal açıdan değil, sınıfsal anlamda da önemi olduğunu ve bu hareketin sınıfsal boyutunun göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı. Özgen, kamu emekçileri olarak kendilerine düşen fiili ve meşru mücadeleye sahip çıkacaklarını ifade etti.
İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan ise bu harekette yıllardır mücadele eden ve etmeye devam eden hak savunucularının yer aldığını belirtti. Türkdoğan hükümetin uyguladığı baskı ve sömürü politikalarına da değinerek, hükümeti “Artık bu vicdansızlığa son vermeye” çağırdı.
Alevi Bektaşi Derneği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Bülbül ise yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bir resmi olan Aleviler olarak Kongre Girişiminin içerisinde bulunmaktan onur duyduklarını dile getirdi.

Haber Kaynağı: EVRENSEL
Yükleniyor...