İzmir de Ulaşım

BİRAZ FELSEFENİN ZARARI YOKTUR

Umudumuz insanlık kendini yadsımaz.

08 Mayıs 2020 Cuma 04:11
 İnsanlığın, var olduğu bilindik tarihinden bu güne gelen, yazılmış tarihçelerinde, nedense en çok yaşamış olanların içinde, çoğunlukta olanlar, yaşama adapte olup, yaşama becerisini kazanlar değil, ama onları tam anlamı ile, anlayıp bu güne not bırakanlar kalmış…

Kimi mağara duvarlarına resim çizmiş, kimi dilden, dile yaşanmışlıklarını miras bırakmış.

Biliyoruz ki, tümünü bir çuvala koysak, yaşamışlar bin çuvalsa, yaşadıklarını kayıt edip, gelecek nesillere not bırakanlar, bir çuvalın içinde sayılı azınlıktalar.

Ömrüm boyunca bunu düşündüm hep.

Neden?

Şimdi anlıyorum ki; nedeni çok basitmiş…

Yaşamı tadanlarla, yaşama iz bırakanların orantısı, asla bir olmazmış.

Çünkü yaşamı tadanlar yolcu, iz bırakanlar sorgucuymuş.

Sorgucuların işi zor, bilgi ve birikimle beslenmeleri gerekmiş. Ama yolcunun kendine dair işlerinden dolayı, kolaycıymış...

Bu günde görüyoruz bunu.
Açık ve net.
Tabi bakmayı becerebildikçe.

Kolaycılık; bilgi ile beslenmeyi seçen sorgulayıcılardan, daha kolay yaşamı kucaklıyorlar.
Daha kolayca yaşamı sindirebiliyor, daha habersizce göçüp gidiyorlar iz bırakmadan.

Yalan, kolaycıların sıradan kullandıkları bir olgu olunca her şey basitleşiyor.

Oysa yaşam, basitten karmaşığa doğru ilerliyor. Karmaşıklaşan çok hücreli yaşam döngümüzde, yalanın kullanılmasının kolaylığı, her anlamda yaşayanların sıradanlaşmasını dayatıyor. Basitimiz olan yalancılık, milyonlarca yıl önceki tek hücreli yaşam formu için, belki geçerli olabilirdi, ama şimdi, çok hücreliden, karmaşık yapıya gelince, yalancılığın bir bedeli var artık. İşte o bedel “varlık içinde yokluk yaşamak” tır şimdi.

7,5 milyar insan, dünya içindeki canlılık için büyük bir tehlike.

Hatta dünyadaki canlı yaşamının sonu için, büyük bir sorun diye tespit edebiliriz.
Haksızlık ettiğimizi, kimse düşünmemeli.

İnsan türü, dünyamızda ki canlı yaşam için, artık bir tehdit.
BÜYÜK TEHDİT.

Gördüğümüz salgınlar, bunun habercisi değilse, bunlara ne ad verebiliriz?

Cahiller gibi, suçu yaratıcıya mı yükleyeceğiz?

Haksızlık değil mi?

Aptalca bir dizi yaşama biçimlerini seç, sonra bu aptallığının suçunu götür, yaratıcıya yükle…

Olacak iş mi?

Ama ne yazık ki, cahillik bu kadar basitlikten besleniyor işte.

Ona gücü yok şimdilik yaşamın…

Fakat umudumuz ve dileğimiz odur ki; insanlık sonu olan bu yaşamı, yapay güce boyun eğerek tamamlamaz.

Devamını okumak için tıklayın

Haber Kaynağı: ESH

Bu haber 35492 kez okundu
Yükleniyor...