İzmir de Ulaşım

İZMİR'DE KADIN OLMAK...İŞTE BU

İzmir yine yapıyor yapacağını.İlklerin kenti olmanın tüm gereklerini sosyal anlamda genlerinde taşıyor.Kadının en özgür olduğu il olarak İzmir her zaman bunun hakkını verdi.Ve vermeye devam ediyor.

15 Mart 2011 Salı 16:50

İşte son ve çok güçlü olarak meydanlara damgasını vuracak bir hareket. "ELDİVEN HAREKETİ" Görünen oki bu hareket İzmir' de iş olsun diye meydana çıkmıyor.İzmir' de gerçekten Kadın hareketi olarak hakkını verecek donanımla geliyor.Daha önce Bayraklı Bağımsız Belediye Başkanlığına soyunan ve inanılmaz bir performansla yüzünün akı ile bu sınavdan çıkan Avukat Bahriye Kalay Boduroğlu, şimdi Kadına yönelik bir proje ile meydanlara iniyor.

Kadın İzmir' de özgür ama yönetimde olma adına çok zayıf.12 metropol ilçede bir tek Kadın başkanın olmaması düşündürücü.

Bu boşluğa bir bomba düşecek gibi.Eldiven Hareketi kadının neden yönetimde yeterince temsil edilmediğinden tutun tüm karar mekanizmalarında etkinliğe hazır gibi.Bu gün ilk basın açıklaması ile yola koyulan kervan yolda dizileceğe benziyor.Çok enerjik bir sözcüleri var.Avukat Bahriye Kalay Boduroğlu...İşte Basın açıklaması ; 

 

Sevgili İzmirliler…
Sayın Basın Mensubu Arkadaşlarım,
 
Eldiven Hareketi’nin hazırlamış olduğu bu toplantıya katıldığınız için, hepinize teşekkür ediyorum.
 
Öncelikle “Eldiven Hareketi”ni anlatmak istiyorum sizlere. 
 
Adı üstünde bir hareket, bir uyanış.
Kadınların başlattığı bir hareket ama, sadece bir kadın hareketi değil.
 
Bugün aramızda olup bize destek veren beylerden de belli ki , bu sadece kadınlara ait bir hareket değil. 
Kadınları öncülük ettiği , toplumsal bir  hareket.
 
 
Sevgili Arkadaşlar!
 
Bir 8 Mart’ı daha geride bıraktık.
Ne kaldı elimizde?
Solmuş birkaç karanfil…o kadar.
Ve de birçok iyi dilek…
Kadınlar için söylenmiş.
Bu iyi dilekler iyi de, bir faydası yok nihayetinde.
Yıllardan beri söyleniyor bu iyi dilekler.
Ve daha yıllarca söylenecek.
Ne değişti peki?
Töre cinayetleri?
Şiddet?
Taciz?
Kız çocuklarının eğitimi?
Her yıl aynı şeyler…aynı kutlamalar…
Ama değişen bir şey yok.
 
Aslında biz Türk Kadınları,” Kadınlar Günü” nü kutlamak derdinde de değiliz.
İçinde bulunduğumuz durumun ciddiyetinin farkındayız.
Neler olup bittiğini çok iyi görüyoruz, gözlemliyoruz.
 
Ve artık anladık ki, Türk toplumunun giderek zorlaşan koşullarının düzeltilmesi için, başkalarından medet umması bir işe yaramıyor.
 
İş başa düştü.
İş kadınlara düştü.
Kurtuluş Savaşı'nda erkeğine cephane taşıyan Türk kadını, bugün ki mücadelesini de hakkıyla yerine getirmesini bilecektir.
 
Bunu nasıl yapacağız?
 
Öncelikle eldivenleri çıkarıp…mutfaktan çıkıp…siyasete girerek.
Sosyal hayatın içinde var olarak.
Muhtar olarak…Belediye Meclisi Üyesi olarak…Belediye Başkanı olarak…Milletvekili olarak…Ya da bir dernek yöneticisi olarak.
 
Türk Kadınında bu güç ve enerjinin var olduğunu hepimiz biliyoruz.
Şimdi yapmamız gereken bu enerjinin açığa çıkmasını, harekete dönüşmesini sağlamak.
Bu da ancak, elimizi taşın altına koymakla olur.
Çocuklarımızın geleceği için …bunu yapmalıyız.
Kadınları eve kapatıp, sadece 3 çocuk doğurma hakkı veren zihniyete karşı sesimizi yükseltmeliyiz. 
 
Aslında olayı dünya kadınları açısından değerlendirdiğimizde, yarışa çok iyi bir yerden başlamışız. 
Ulu önderimiz Atatürk, Türk toplumunun gelişiminin kadınlarla omuz omuza olacağını çok önceden görmüş ve bu yarışa diğer kadınlardan çok önde  başlamamızı sağlamıştır.
Seçme ve seçilme hakkına Avrupalı kadınlardan çok yıllar önce kavuştuk.
 
Peki kavuştuk da ne oldu?
Seçme ve seçilme hakkımızı ne hakkıyla  kullandık ne de kullandırıldık.
 
Unutmayalım ki, her yerde olduğu gibi, siyasette de  kadının varlığı bizleri toplum olarak ileriye götürecektir. 
Kadın nerede olursa olsun, anneliğini de yanın da götürür.
Ve sorunları bir anne duyarlılığı ile çözer.
 
Bizler şimdi eldivenlerimi çıkarıyoruz ama…çöpe atmıyoruz.
Çünkü onlara daha ihtiyacımız var.
Ne zamanki sorumluluk isteyen görevlere geldik…o zaman eldivenlerimizi yeniden giyeceğiz. 
 
Daha sağlıklı, daha adil, daha modern Türkiye’yi oluşturmak için.
Toplumumuzdaki  tüm pislikleri temizlemek için.
 
Ama şimdi çıkaralım.
Haydi hanımlar çıkaralım eldivenlerimizi!
Çıkaralım ve siyasete…
 
ELDİVENLER  SEPETE…
KADINLAR SİYASETE…
 
 
 
ELDİVEN HAREKETİ
         Sözcüsü
      Av.Bahriye Kalay Boduroğlu
Sevgili İzmirliler…
Sayın Basın Mensubu Arkadaşlarım,
 
Eldiven Hareketi’nin hazırlamış olduğu bu toplantıya katıldığınız için, hepinize teşekkür ediyorum.
 
Öncelikle “Eldiven Hareketi”ni anlatmak istiyorum sizlere. 
 
Adı üstünde bir hareket, bir uyanış.
Kadınların başlattığı bir hareket ama, sadece bir kadın hareketi değil.
 
Bugün aramızda olup bize destek veren beylerden de belli ki , bu sadece kadınlara ait bir hareket değil. 
Kadınları öncülük ettiği , toplumsal bir  hareket.
 
 
Sevgili Arkadaşlar!
 
Bir 8 Mart’ı daha geride bıraktık.
Ne kaldı elimizde?
Solmuş birkaç karanfil…o kadar.
Ve de birçok iyi dilek…
Kadınlar için söylenmiş.
Bu iyi dilekler iyi de, bir faydası yok nihayetinde.
Yıllardan beri söyleniyor bu iyi dilekler.
Ve daha yıllarca söylenecek.
Ne değişti peki?
Töre cinayetleri?
Şiddet?
Taciz?
Kız çocuklarının eğitimi?
Her yıl aynı şeyler…aynı kutlamalar…
Ama değişen bir şey yok.
 
Aslında biz Türk Kadınları,” Kadınlar Günü” nü kutlamak derdinde de değiliz.
İçinde bulunduğumuz durumun ciddiyetinin farkındayız.
Neler olup bittiğini çok iyi görüyoruz, gözlemliyoruz.
 
Ve artık anladık ki, Türk toplumunun giderek zorlaşan koşullarının düzeltilmesi için, başkalarından medet umması bir işe yaramıyor.
 
İş başa düştü.
İş kadınlara düştü.
Kurtuluş Savaşı'nda erkeğine cephane taşıyan Türk kadını, bugün ki mücadelesini de hakkıyla yerine getirmesini bilecektir.
 
Bunu nasıl yapacağız?
 
Öncelikle eldivenleri çıkarıp…mutfaktan çıkıp…siyasete girerek.
Sosyal hayatın içinde var olarak.
Muhtar olarak…Belediye Meclisi Üyesi olarak…Belediye Başkanı olarak…Milletvekili olarak…Ya da bir dernek yöneticisi olarak.
 
Türk Kadınında bu güç ve enerjinin var olduğunu hepimiz biliyoruz.
Şimdi yapmamız gereken bu enerjinin açığa çıkmasını, harekete dönüşmesini sağlamak.
Bu da ancak, elimizi taşın altına koymakla olur.
Çocuklarımızın geleceği için …bunu yapmalıyız.
Kadınları eve kapatıp, sadece 3 çocuk doğurma hakkı veren zihniyete karşı sesimizi yükseltmeliyiz. 
 
Aslında olayı dünya kadınları açısından değerlendirdiğimizde, yarışa çok iyi bir yerden başlamışız. 
Ulu önderimiz Atatürk, Türk toplumunun gelişiminin kadınlarla omuz omuza olacağını çok önceden görmüş ve bu yarışa diğer kadınlardan çok önde  başlamamızı sağlamıştır.
Seçme ve seçilme hakkına Avrupalı kadınlardan çok yıllar önce kavuştuk.
 
Peki kavuştuk da ne oldu?
Seçme ve seçilme hakkımızı ne hakkıyla  kullandık ne de kullandırıldık.
 
Unutmayalım ki, her yerde olduğu gibi, siyasette de  kadının varlığı bizleri toplum olarak ileriye götürecektir. 
Kadın nerede olursa olsun, anneliğini de yanın da götürür.
Ve sorunları bir anne duyarlılığı ile çözer.
 
Bizler şimdi eldivenlerimi çıkarıyoruz ama…çöpe atmıyoruz.
Çünkü onlara daha ihtiyacımız var.
Ne zamanki sorumluluk isteyen görevlere geldik…o zaman eldivenlerimizi yeniden giyeceğiz. 
 
Daha sağlıklı, daha adil, daha modern Türkiye’yi oluşturmak için.
Toplumumuzdaki  tüm pislikleri temizlemek için.
 
Ama şimdi çıkaralım.
Haydi hanımlar çıkaralım eldivenlerimizi!
Çıkaralım ve siyasete…
 
ELDİVENLER  SEPETE…
KADINLAR SİYASETE…
 
 
 
            ELDİVEN HAREKETİ
                    Sözcüsü
      Av.Bahriye Kalay Boduroğlu
 

 Eldiven Hareketini izlemeye gelen kadınlı erkekli toplantıya basında ilgi gösterdi.İşte DHA üyelerine geçtiği haber şöyle;

"Bulaşık eldivenlerini sepete bırakan kadınlar, "Siyasette söz sahibi olduktan sonra bu eldivenlerle temizliğe başlayacağız" diye konuştu.


Eldiven Hareketi'nin, İzmir'in Bayraklı semtindeki Sevgi Yolu'nda yaptığı ilk toplantıya çeşitli yaşlarda 50'ye yakın kadın, bulaşık eldivenleri ile katıldı. Türk kadınını eve kapatıp, 3 çocuk doğurma hakkı veren zihniyete karşı seslerini yükselteceklerini, hareketin kadınların öncülük ettiği toplumsal bir uyanış hareketi olduğunu söyleyen Eldiven Hareketi Sözcüsü Avukat Bahriye Kalay Boduroğlu, kadınların toplumun giderek zorlaşan koşullarının düzelmesi için başkalarından medet ummasının işe yaramayacağını anladığını söyledi.

Kadınların eldivenlerini çıkartıp, mutfaktan siyasete gireceğini ifade eden Boduroğlu, "Muhtar, belediye meclis üyesi, belediye başkanı ya da milletvekili olarak siyasete girme enerjisi Türk kadınında var. Yapmamız gereken bu enerjiyi açığa çıkartmak, enerjinin harekete dönüşmesini sağlamak. Bunu ancak elimizi taşın altına koyarak yapabiliriz. Türk kadını olarak Ulu Önder Atatürk sayesinde kadın hakları yarışına diğer ülkelerin kadınlarından önce başladık ama seçme seçilme hakkımızı ne kullandık ne de kullandırıldık. Toplumun sorunlarının çözümünde kadın anne duyarlılığı ile yaklaşır. Bu nedenle eldivenlerimizi çıkartıp sepete koyuyoruz. Çöpe atmıyoruz çünkü sorumluluk isteyen görevlere geldiğimizde eldivenleri yeniden giyip toplumdaki pislikleri temizleyeceğiz" dedi.

Bahriye Kalay Boduroğlu amaçlarının kısa sürede bin bulaşık eldivenini sepette toplamak olduğunu sözlerine ekledi.

Toplantı, kadınların ellerindeki eldivenleri çıkartıp sepete atmasıyla sona erdi."

 

 

 

 

Yükleniyor...