POLİSLER ARTIK HAKİMLERİN YERİNE KARAR VERİYOR

Ergenekon Davası sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin telefonuna İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Hizbut-tahrir üyelerinin telefonlarının eklenmesi skandalı tartışılırken, söz konusu skandal ortaya bir gerçeği daha hatırlattı. Son dönem Türkiye gündemini ilgilendiren davalarda polis aktif bir şekilde rol alıyor, aranacak, gözaltına alınacak kişileri belirliyor son örnekte görüldüğü gibi delillerin tespitine şüphe yaratacak şekilde müdahale ediyor. Son dönem davalarda polisin bu kadar gündeme gelmesini Ergenekon Davası avukatlarından Vural Ergül'e sorduk. Vural Ergül, polislerin davaların kaderini bu kadar büyük şekilde müdahil olmasını Odatv'ye yorumladı.

İşte Ergül'ün açıklamaları:

Özel Yetkili savcılar, CMK'nın 251. maddesi gereğince 250. madde kapsamına giren suçlarda soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır hükmü gereğince soruşturmayı bizzat yapmak
ile görevlendirilmiştir. Ancak özel yetkili savcılar kendi yerlerine dosya hacmi, sanık sayısının fazlalığı, iş yükü deyip yapmaları gereken soruşturmayı polise havale etti. Polis içinde oluşturulan özel çalışma grupları ekleme, yükleme, çıkarma suçlamaları ile karşı karşıya kalırken savcılığın soruşturmaya esas aldığı inceleme-değerlendirme raporlarını, tespit tutanaklarını hep bu polis içindeki özel çalışma grubu gerçekleştirdi.

Polis özel çalışmalar gerçekleştirdi ve savcıyı bırakın hakimin yerine geçerek tespit tutanaklarında, inceleme değerlendirme raporlarında "suç tespiti"nde bulundu. Savcılık kendisine gelen bu tespit tutanaklarına birer üst yazı yazıp tutuklama talep etti. "Gelen dosyanın hacmi", "ekli raporlar", "dosya içeriği" denildi ve yüzlerce asker tutuklandı! İşte polisin askerin tutuklanmaya sevkini sağladığı
raporlardan bir kaç örnek:...

KOMPLOLAR TARİHİ

Polisin askere kurduğu komplonun en son ve çarpıcı örneği Teğmen Çelebi'nin telefonuna yapılan yükleme oldu. Psikolojik harb esaslarına göre titizlikle seçilmiş bir örnek olan Teğmen Çelebi, Seri Ergenekon davaları sürecinden tutuklanan ilk muvazzaf subay olmakla birlikte Kara Harb Okulundan derece ile mezun olmuş ve ödülünü Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın elinden almıştı.Yandaş medya Teğmen Çelebi haberlerini verirken hafızalara kazınan o fotoğrafı kullanmıştı hep.

Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Ergenekon Davası'nda ilk tutuklanan asker oldu. Genelkurmay savcılığın iddialarına, delil ve dosya durumuna karşı hukuka olan saygısı gereğince sessiz kaldı.
Tarihin garip bir cilvesi denir ya işte öyle, döneminin en başarılılarından Kara Pilot Teğmen Çelebi'yi sorgulayan ise acemi eğitimi sırasında her seferinde içtimaya geç kalan, eğitim koşularında hep sıranın sonunda kalan ve bu sebeplerle de eğitim çavuşlarından azar işiten Zekeriya Öz olmuştu.

Zaten bir süre sonra, Zekeriya Öz askerliğe elverişsiz olduğunu ileri sürerek çürüğe ayrılmak istemişti. Bir kaç hava değişimi sonrasında, çavuş adayı Zekeriya Öz, "hileli obozite" ile suçlanacak olmasına
rağmen askerliğe elverişsiz bulunarak çürüğe ayrılmıştı. Refüze Çavuş adayı Zekeriya Öz daha sonra değil teğmen, bir çok general, amirali sorgulamış, tutuklamaya sevketmişti.

Çünkü, sürecin sonrası tıpkı, "Sarı Öküz" hikayesinde olduğu gibi gelişmişti. Kimse sarı öküz hikayesindeki dersi çıkartamamıştı.

BALYOZ DAVASI

O günden bu yana genişleyen savcılar ve polis ekiplerinin son çalışması Balyoz davasına ilişkin çuval belgeleri üzerinden soruşturmayı genişletmek oldu.

İçinde bulunduğumuz günlerde çok çeşitli çevreler Balyoz davasına eklenecek çuvaldan çıkma döşeme altı belgeleri tartışadursun bu belgeler(!) ile askerlerin nasıl suçlandığını, nasıl tutuklanmaya
sevkedildiğini kimse dikkate almadı! Polisler bu süreçte soruşturmaya aktif bir şekilde katılıp müdahil oldular. Bu durum Ergenekon, Balyoz gibi davalarla yeni bir soruşturma ruhunun oluştuğunu gösteriyor.