YALANCI DİNCİLERLE BAŞ ETME SANATI

 Bu sosyologlara tez olabilecek bir süreç.Türkiye insanlık tarihine yeni bir dersle karşı karşıya.
Nasıl ki zincirin ilk halkasını kırarak tarihe geçti ulusal kurtuluş mücadelesinde, şimdi yeni bir ayrıcalıkla insanlık tarihinde sahne alacak Türkiye.
"Yalanla baş etme sanatı."
Çok zor ama olanaksız değil.Kuşkusuz insanlık bunuda atlatacak.Yalanın sonsuz geçerliliği nerede görülmüş ki şimdi görülsün.
İnsanlık, tarihin geçmişini sorgulayarak geleceği görebilir.
Geçmiş zamanlara bakınca kimler gelip geçmiş bu topraklardan...Ne yalan imparatorlukları yıkılmaktan kendilerini kurtaramamış...
Yalan ve çıkar üstüne kurulu her şeyin sonunda mutlak çatışma kaçınılmazdır.
Bu sürecin hızı halkın mutlu yaşamasına yakındır.Yavaşlığıda öyle.
Demekki halk isterse, istetilirse mutlu yaşamasını elde edebilir.
İstemez, istetilmezse yarı aç, yarı tok yaşamayı sürdürecektir.Bu sonsuz olmayacaktır ama.

Bir gün mutlaka bir yerlerden bir şeyler tohumlanıp yeşererek zulme dur diyecektir.Yaşamın doğal ayıklanma süreci her şeye karşın işliyor.
Hiç bir şey sürecini tamamlamadan ne yok olabilir nede var.Doğal süreç yaşanacak, ödenmesi gereken bedeller ödenecek.

Şimdi işleyen sürecin en temel özelliği; gerçekten insanlık adına büyük bir ders olacak 'YALAN İMPARATORLUĞU' dur...İnsanlık tarihi boyunca böylesi bir saldırı görmemiş olabilir.Ama bunuda yenecek akla ve güce sahiptir bundan kuşku duyulmamalı.
Din üzerinden yürütülen bu abluka sadece bizim gibi müslüman ülkeler için geçerli değil elbet.Kapitalizm dünyanın her yanında yeni bir din pompalıyor.
Soner Yalçın'ın bir kitabına verdiği isim gibi "Bu Dinciler O müslümanlara Benzemiyor" sözü tüm dinleri kullanan sömürücü eğemenlere çevrilebilir.
Ahlaksızlıkları akıl durduracak cinsten.Daha çocuk yaşta kızlardan cinsellik alıyor bu insanlıktan yoksun mendeburlar;

   

Bunların hangi din yada inanç adına iş yaptıklarının önemi varmı? Hangi din de ya, da inançta olursa olsunlar, o din ve inançtaki sade insanlar bundan utanç duymuyorlar mı?

Ama bu utancı bir tepkiye dönüştürecek yolları kapalı.
Yoksa bu ahlaksızları içlerinde barındırmaları mümkün değil.Çünkü katil bunlar.Gencecik oyun yaşındaki çocukları yok ediyorlar.Düşlerini çalıp onları yaşayan bir er canlı cesete dönüştürüyorlar.
Bu cellatların onlar adına istedikleri özgürlük, sadece onların köleleşmesine olanak sağlayacak toplumsal sistemdir.



Peki buna aklı başında geniş yığınlar ne yapıyor?
Aşağıdaki resim buna çok uygun olduğu için çok uzun uzun teorik saptama yapmaya gerek var mı?



Malesef durum budur.
Bundan sıyrılmak için o gömülü başın o delikten kendini çıkarmasını beklemekten başkaca yol yoktur.
Bu olmadan yapılanlar bu "Yalan İmparatorluğu" nun devamına hizmetten başkaca bir şeye yaramıyor.
Gözü dönmüş, insanlıktan payını alamamış, evrimini bile tamamlayamamış yaratıkların toplu kıyımlarına zemin hazırlıyor.Halkın top yekün bu kirli yaşama hayır demesi gerekir.



Yukarıdaki resimde gördüğünüz yüzde bir parça insani bir mimik görebiliyormusunuz?
Son andaki şaşkınlık akıyor yüzünden.Beyninde afyon gibi uyuşturulmuş insani dürtüler son saniyede yüzüne yansıma şansı buluyor ne yazık.
Oysa bu son saniyeye gelmeden önce bir saniye kim olduğunu bilebilseydi keşke.Buna engel olan beynine sokulan o kara düşüncelerin nelere bedel olduğunu anlaya bilseydi...Ama buna fırsatı yoktu.Çünkü beynindeki tüm insani değerleri almıştı ona öğretilenler.



Yukarıda gösterip okutulanların son cümlesi bu yalanla baş edecek bir yol mutlaka olacaktır.Bir az kumdan başımzı çıkaralım yeterki...
Yeterki insan olmanın sadece güce tapınmak değil gerektiğinde o güce karşı savşmaktan geçtiğine inanıp güvenelim.
İşte o zaman her şey daha insani olacaktır.