25 Nisan 2024 Perşembe
VALİ TOPRAK'TAN POLİS SAVUNMASIİZMİR Valisi Mustafa Toprak ve Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ile Soma faciası sonrası İzmir'de görülen protesto gösterileri sırasında çıkan olaylar ve tartışmalrala ilgili basın toplantısı düzenledi. Vali Toprak; “Müdahale orantılıdır. Marjinal grupların toplulukların içine sızması nedeniyle karmaşa yaratılmaya çalışıldı” dedi.
İZMİR Valisi Mustafa Toprak ve Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ile Soma faciası sonrası İzmir'de görülen protesto gösterileri sırasında çıkan olaylar ve tartışmalrala ilgili basın toplantısı düzenledi.
İzmir Valiliği'ndeki basın toplantısı öncesi 14-17 Mayıs tarihleri arasında çıkan olaylarla ilgili polis kameralarına yansıyan görüntüleri basın mensuplarına ile paylaşan Vali Toprak isim vermeden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP'li milletvekillerini olaylar karşısındaki tutumlarından dolayı eleştirdi. Polisin olaylar sırasında orantısız güç kullanmadığını belirten Vali Toprak, "Son olaylar nedeni ile ilin valisini ve emniyet müdürünü 'Devlet şiddeti uygulamakla' suçlayanlar farkına varmadan veya bilerek, vandallık yapan, terör estiren gruplara destek verip cesaretlendirmişlerdir. Bunu temsil ve sorumluluk sahibi birtakım kişilerin ısrarla yapıyor olması da ayrıca düşündürücüdür" dedi. Güvenlik güçlerinin yasal yetkilerini orantılı olarak kullanma çabasına engel oluşturmak amacıyla bazı kurum yetkililerinin kurumsal olanaklarını 'Görevi olmasına rağmen' kullandırtmama konusundaki ideolojik ve popülist tavır ve yaklaşımlarda bulunduğunu öne süren Vali Toprak, "Buna karşın, aynı duyarlılığımızı ve kentimizin güvenliğini sağlamadaki kararlılığımızı devlet olarak devam ettireceğimizden hiç kimse şüphe duymamalıdır" dedi.
"Yakın geçmişte İzmir Kent Merkezinde değişik olayları bahaneyle sokağa dökülen kitlelerin arasına aynı art niyetli hesaplarla sızan söz konusu marjinal örgüt ve grupların günlerce kentin çeşitli bölgelerinde yolları trafiğe kapatıp özel ve kamu mallarına tahribat ve zararlar vermiş, kamyonlar dolusu kaldırım taşlarını sökerek sokakları savaş alanına çevirmiştir. Bu şiddet gösterileri ve fiillerini sona erdirmek amacıyla yapılan orantılı polis müdahalesini bile bir takım çevreler 'demokratik hakkın kullanılmasının engellenmesi' şeklinde provoke ederek kamu oyunu bilinçli şekilde yanıltmaya çalışmıştır. Ne acıdır ki, bu ve benzeri yasadışılığın yanında yer alanlar yaratılan kamu zararlarını ve vatandaşın mağduriyetini koruma ve savunma adına hiçbir tepki göstermemişlerdir." Devlet ve devletin hiçbir kurumunun meşru ve yasal zeminde hak arayan, düşünce ve tepkisini ortaya koyan, beğenmediği şeyleri protesto eden hiçbir kişi ile ya da grupla karşı karşıya gelmek ve engellemek gibi bir tavrı olmadığını belirten Vali Toprak, şöyle dedi: "Tepki ya da protesto eylemlerini şiddet motifleri ile besleyen ve bunu toplumun büyük kesiminin yaşam ve hareket alanlarını kısıtlayarak kendi özgürlükleri şeklinde hayata geçirmek isteyenlere ise hiçbir demokratik ülkede izin verilemeyeceği ve müsamaha gösterilemeyeceği çok açıktır. İzmir'de yapılanlar da aynı amaçla ve kahir ekseriyeti sağ duyu sahibi İzmir halkının can ve mal güvenliği içindir."
"Kıbrıs Şehitleri Caddesi Sevinç Pastanesi civarı başta olmak üzere şehrin belli bölgelerinin şiddet alanı şeklinde tecrit ve muhasara altında tutulmasına müdahale eden polisin kamu düzeni ve güvenliğini sağlama görevini ifa ettiği izahtan varestedir. Yakın geçmişte benzeri eylemler esnasında İstanbul'da yaralanıp bilahare vefat eden bir çocuğumuz üzerinden günlerce İzmir dahil pek çok kentimizde protesto adı altında her türlü şiddet gösterisi yapmak sureti ile istismar alışkanlıklarını devam ettiren marjinal gruplar, ilimizdeki son olaylar esnasında 4 gün boyunca aralarına alıp polise karşı ön saflarda rol verdikleri pek çok çocuk gibi A.K. isimli (13) yaşındaki bir çocuğun parçalanmış aile yapısını istismar ederek, onun üzerinden nemalanmayı ve polis üzerinden de devlete vurmayı amaçlamışlar ve maalesef bazı medya organlarının da desteği ile gündem oluşturmuşlardır. Bu vesile ile yıllardan beri özellikle parçalanmış aile çocukları başta olmak üzere suça sürüklenmeye elverişli çocuklarımızın bu ve benzeri art niyetli örgütler ve marjinal yapıların tuzağına düşürülmemesi konusunda özelde ailelerin, genelde de toplumun tüm kesimlerinin dikkatli ve duyarlı olması gerektiğini bir kez daha belirtmekte yarar görüyoruz."
"4 belediye otobüs durağının camları kırılarak tahrip edilmiştir. Duraklarda bulunan 6 adet bank sökülerek caddeye barikat kurulmuş, 2 belediye otobüsünün camları kırılmıştır. 3 trafik lambasının direkleri ile birlikte sökülerek parçalayan göstericiler caddelerde bulunan kaldırım taşları, çöp bidonları ve oturma banklarını sökerek caddeler üzerinde barikat kurulmuş ve yakılmış, 1 Mobese kamerasının da camı kırılmış, Bunların yanı sıra 10 TOMA ve Shortland aracına atılan taşlar ile zarar verilmiştir."
“Benim görevim polemik yaratmak değil. Seçimler öncesinde bazı konuların özellikle seçimi seçim dışında dizayn etme çabaları olduğunu bilerek harekete uğrasam dahi bir açıklamama yapmamıştım. Eylemlerde şiddetin önlenmesi ve yayılmaması için zaman zaman TOMA kullanmaktadır. Bu suların verilmesi ve sevk edilecek güvenlik birimlerin götürecek otobüsler her ilde belediyeler tarafından verilmektedir. Bunda hiçbir eksiklik yoktur. Daha önce birtakım olayın gelişmesi üzerine değişik açıklamalar oldu. Özellikle otobüslere gözaltına alınanların konulmasının hoş görüntü oluşturmadığı, sıkıntıda kaldıkları yönünde ifadeler oldu. Emniyet de gözaltına almada kullanmayacağını ifade etti. Kullanmadı da. Üstten çekilmiş fotoğrafta Valilik önünde bariyer oluşturulmuş gibi görüntü çıkmış olabilir. Barikat kurma amacı olamaz. Böyle bir şey düşünülemez. Böyle yorum yapmayı kabul etmem mümkün değil.Yanlış anlaşılma varsa bunun tedbirleri almak gerekir. Otobüslerin orada olmasının nedeni de otopark olmamasıdır."
"Biz taşıyor, gereğini yapıyoruz Demokratik hak arama özgürlüğünü tasvip ediyoruz ama içine sızan marjinal grupların şehri sokakları ile birlikte yaşanmaz hale getirenlere karşı gerekli duruşu kanun adına yapıyoruz. Tartışmaları gündemde tutarak İzmir'in asıl sorunlarının tartışılması gerektiği noktada tartışmasına engel olanlara aynen bunu sormak lazım. Yani, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının uygulanmasını yük ve sorumluluk alan insanların tanımlaması bu değildir. Olsa olsa şiddete, yağmalamaya, mala zarar verme, otobüsler, duraklar kent mobilyaları, belediye mallarına zarar verilmesine karşı bu konuda acziyet gösterenlere bu soruyu sormak lazım. Buradan benim herhangi bir kişiyi hedef almam mümkün değil. Devletin bize verdiği hukuka uygun temsil görevlerine yapma noktasında bize üzülme endişesi olanlar, kendi noktalarında bakarlarsa daha uygun olur. Bazı kişiler bulundukları konumun rahatlığı açısından bir takım fikirler geliştiriyorlarsa ben bu sloganların bu ifadeler içinde yer almam. Ben hizmet amaçlı geldim. Emniyet müdürüm de öyle." Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya da Kocaoğlu'nun sözlerine yönelik konuşma yaptı. Uzunkaya, "Sayın Başkan üzüldüğünü ifade etmiş. Sayın Başkan şehrin eminindir. Şehrin emini şehirde yaşayan insanlar için şu yada bu şekilde üzülüyor olması iyi bir duyarlılıktır. Bizim için üzülüyor olmasının izahı yok. Gezi olaylarında belediye otobüslerini camlarını kıran çocuklar için de üzülmüş ve şikayetçi olmaktan vazgeçmişti. Bu eylemlerde TOMA'lara su vermeme, belediye otobüsleri konusunda da bu tür şiddet hareketlerine müdahalede, müdahale edilenlere üzülmüştü. Ama ümit ediyoruz ki sayın Başkan önümüzdeki süreçte kentte zarar gören kamu mallarıyla ilgili, insanlarla ilgili ve haklarıyla ilgili de üzülme sürecinde açılım sağlar. Bizim için üzülmüş olmasından müteessir değiliz. Kentin belediye başkanı olarak mağdur olan herkes için belediye malları için de üzülme olayını genişletirse mutluluk duyarız" dedi.
Vali Toprak, kişilerin hak arama anlayışı içerisindeki davranışlarını yok edildiği noktasında ciddi manada değişik seviyede açıklama yapanlar şu şiddet hareketlerini görüp tek kelime etmediklerini söyledi. Vali Toprak, TBMM'de İçişleri Bakanı Efkan Ala haklarında, CHP Milletvekili Alattin Yüksel tarafından verilen ve zor kullanımda sınırın aşılması ile ilgili soru önergesini değerlendirirken, "Sayın milletvekilleri şüphesiz ki TBMM denetimi için bir takım yollara başvurabilir. Bunu saygıyla karşılamak lazım. Ama, şunu saygıyla karşılayamayız ki; Bir tarafta demokratik hak arama hukuk var, öte tarafta şehir yakılıyor, yıkılıyor. Kamu mallarını, belediye mallarını zarar veriliyor. Bunla ilgili tek ses, çık yoktur. Polis kendisine, kamu ve özel mallara yönelik hareketlere karşı sağduyulu şekilde eylemcini dahi mal ve can güvenliğini sağlayacak tedbirleri almıştı. Gözaltılar da o çerçevede yapılmıştır. Doz aşımı, zor kullanım konusunda sınırlar, olması gerektiğinin dışına asla çıkılmamıştır" dedi. Vali Toprak, 13 yaşındaki çocukla ilgili haberlerin yayınlanma biçimi yerine yaptıkları açıklamanın eleştirildiğini ifade ederken, "Bu çok manidar. Çocuğun görüntülerini göstermemizin nedeni marjinal gruplar tarafından nasıl sigara temin edildiği, eyleme yönlendirildiğinin görülmesidir" dedi. Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, olayların ilk günü akşamı adını vermeden CHP İzmir milletvekili Alattin Yüksel ve kendisi arasında geçen telefon konuşmasının basına yansıdığı gibi olmadığını söyledi. Uzunkaya, şöyle konuştu: "Sayın vekilin medyaya yansıyan ve sayın başkanın cımbızla bir bölümü alıp 'emniyet müdür geceyarısı vekile telefonla sormayın yazılı sorun yanıt verdi' şeklinde haber yapıldı. Beni aramışlar. Ben geri döndüm. Sayın Vekil resmen hakarete varan, 'derhal şunu yapın bunu yapın' diye talimat veren, üst perdeden ifadelerde bulundu. Telefonu sayın başkan ve çevresindekilere de dinlettiğini sonradan öğrendim. Ben müdehaleyle ilgili açıkama yaptım Ancak polisleri derhal çekmemi istedi. Ben de telefonla anlaşmanın mümkün olmadığını anladığımı, ifadelerinin şantiyesinde maaşını verdi çalışanla konuşur tarzda olduğunu belirterek sorularını yazılı iletmesini, yazılı yanıt vereceğimi söyledim." Haber Kaynağı: DHA
Bu haber 808 kez okundu Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
|