İzmir de Ulaşım

YAŞADIĞIMIZ YER NERESİ ?

29 Ocak 2025, 10:44
Murat Adıtatar

YAŞADIĞIMIZ YER NERESİ ? 

Zen ustası öğrencisine sorar:  

Nerede yaşıyorsun?” 

Öğrenci yaşadığı köyün adını söyler. 

Usta cevabı beğenmez. 

Öğrenci düşünür, “yaşadığımız ülkeyi mi soruyorsun” diye sorar.  

Hayır” yanıtını alınca, “dünya gezegenindeyiz” der.  

Usta, öğrencisinin kafasına parmağıyla dokunarak, “işte burada, zihninin içinde yaşıyorsun” diye sorusunun cevabını verir. 

Bütün kadim öğretilerde temel doktrin olan bir tümce var... 

“Kendini bil” 

Kendimizi biliyor muyuz? 

Kendimizi bilmek ne demek? 

Kendimizi nasıl bilebiliriz? 

Günlük yaşamın yoğunluğu içinde robotik bir hayat sürüyoruz. 

Sabah uyanıp okula, işe gidiyor, üç öğün yemek yiyor, uyuyoruz. 

Sürekli benzer tekrarlar içinde yaşıyoruz. 

Nerede ve nasıl yaşadığımız konusunda çoğumuz zen ustasının sorusuna öğrencinin cevaplarını veririz.  

Son yüz yıl içinde insanlığın bilgi düzeyinde büyük sıçramalar yaşandı. 

Geçtiğimiz yüzyıl fizik çağıydı. Müthiş fizikçiler çok önemli buluşları ile adeta çağ atlamamıza yol açtılar. 

İçinde bulunduğumuz yüzyıl ise biyoloji çağı oldu. 

İnsanın gen haritası çıkarıldı. 

Beynin işleyişi büyük ölçüde çözüldü.  

Beynin yarattığı simülasyonun içinde yaşamlarımızı sürdürdüğümüz gerçekliği ortaya çıktı.  

Beş duyu organı ile gördüğümüzü, duyduğumuzu, dokunduğumuzu, tattığımızı, kokladığımızı zannettiklerimiz, beynimizin bize yansıttıklarından başka bir şey değildi. 

Bir de beyin ve zihin bağlantısı var... 

İnsan zihninde gerçekliği kontrol eden bir “anahtar” var. 

BİLİNÇALTI ZİHNİNİZİN GÜCÜ 

Dr. Joseph Murphy... 

Belki de insanlığın en önemli buluşunu yapan adam olarak tanımlanıyor. 

İrlandalı bir göçmen olarak ABD’de din, felsefe ve psikoloji alanında eğitim alıyor. 

1953 yılında yayınladığı “Bilinçaltı zihninizin gücü” isimli kitap, adeta bilime yeni bir yön çiziyor. 

Murphy, “Bilinçaltı zihin sadece pasif bir hafıza bankası değildir. Gerçekliğinizin komuta merkezidir.” diyor. 

En önemli söylemlerinden biri de şu: 

Bilinçaltınıza ne işlerseniz, o sizin gerçekliğiniz olur.” 

Önemli bir uyarısı var... 

Farkında olarak veya olmayarak bilinçaltına ilettiğiniz her şeyi kabul edilir! 

Murphy, buna kanıt olarak ölümcül bir hastanın hikayesini paylaşır. 

Doktorlar, hastanın yaşaması için haftalar kaldığını söyler. 

Bunu kabul etmek yerine, her gün kendini sağlıklı olarak hayal eden hasta tamamen iyileşir. 

Plasebo etkisi” denen bu durumla ilgili başka örnekler de var. 

Holografik Evren” isimli bir kitapta okumuştum... 

Yine ölümcül bir hastalığı olan biri ile doktor arasındaki yaşananlar anlatılmıştı. 

Doktor hastaya çok kısa ömrü kaldığını söylüyor. Eğer kabul ederse yeni keşfettiği bir ilacı üzerinde denemek istediğini iletiyor. Hasta başka çare olmayınca kabul ediyor. 

Doktor haftada bir olmak üzere iğneyle ilacı hastaya veriyor.  

Altı ay sonra yapılan testlerde hasta tamamen iyileşiyor. 

Bu mucizeden sonra doktor gerçeği hastasına söylüyor... 

Sana sadece su enjekte ettim. Fakat sen iyileşmeyi istedin ve yaptığım iğnenin etkisine inanıp bana güvendiğin için iyileştin.” 

Benzer bir video da izlemiştim.  

Bir jimnastikçi kız, çok zor bir hareketi defalarca denemesine rağmen yapamıyor. Antrenörü gözlerini kapatarak zihninde o hareketi yapmasını istiyor. Sporcu gözünde canlandırıp hayalinde o hareketi yaptıktan sonra, gerçekte de başarılı oluyor. 

Bilinçaltımızın yaratma gücü olduğu günümüzde kanıtlanmış durumda. 

Nöroplastisite üzerine yapılan çalışmalar beynin düşüncelerimize göre fiziksel olarak değiştiğini kanıtladı. 

Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, piyano çalan iki grup üzerinde test yapılıyor. 

1. Grup günlük olarak pratik yapıyor. 

2. Grup sadece pratik yapmayı görselleştiriyor. 

Beyin taramaları her iki grupta da aynı sinirsel büyümeyi gösteriyor. 

Bu durum zihnin gerçeklik ile canlı hayal gücü arasındaki farkı ayırt edemediğinin de kanıtı... 

Yani bilinçaltı filtreleme yapmıyor. 

Olumlu veya olumsuz fark etmiyor... 

Zihne ne verirsek onu gerçekliğimiz haline dönüştürüyor. 

2000’li yıllarda yapılan şaşırtıcı bir çalışma Murphy’nin fikirlerini daha da ileri götürüyor. 

Araştırmacılar kasları çalıştırdığını hayal etmenin kasların gücünü %13,5 oranında artırdığını kanıtlıyor. 

Zihin bedeni sadece etkilemiyor... 

Aynı zamanda onu dönüştürüyor. 

Tüm bu araştırmalar, buluşların kanıtladığı en önemli bilgi, dışarda bir suçlunun olmadığıdır. 

Yaşadığımız sevinçlerin, hüzünlerin, hayal kırıklıklarının sebebi başkası değil.  

Bilinçaltımızda ne varsa onu yaşıyoruz.  

Atasözlerimiz de yıllar öncesinden bu bilgiyi vermiş. 

Ne ekersen onu biçersin.” 

Bilinçaltı çöplüğümüzde, zihnimizde hangi duygu ve düşünceler var? 

Kin, nefret, öfke, kibir, gurur, kıskançlık, bencillik gibi kötü düşünce ve duygular içinde miyiz? 

Kendine hizmet eden zavallı varlıklar mıyız? 

Yoksa birlik bilinci içinde, bütüne hizmet edip, yüksek frekanslı bilgilerin peşinde mi koşuyoruz.  

Zen ustasının sorusunu hepimiz sormalıyız? 

Yaşadığımız yer neresi? 

  
Yükleniyor...