21 Kasım 2024 Perşembe
BÜYÜK USTAYA SAYGI İLEAbidin Dino, 23 Mart 1913'de İstanbul'da doğmuş, 7 Aralık 1993 günü 80 yaşında Paris'de hayatını yitirmiştir.
"Bu adamlar, Dino,
ellerinde ışık parçaları,
bu karanlıkta, Dino,
bu adamlar nereye gider?
Sen de, ben de, Dino,
onların arasındayız,
biz de, biz de, Dino,
gördük açık maviyi."
(Nazım Hikmet -- Paris, 13 Mayıs 1958)
"Abidin Dino’nun 'Yürüyüş' adlı tablosu üzerine söylenmiştir."
*
Abidin Dino, 23 Mart 1913'de İstanbul'da doğmuş, çocukluğu İsviçre ve Fransa'da geçmiştir. Ailesi 1925'te İstanbul'a dönünce Robert Kolej'de öğrenim görmüş ancak sanata duyduğu ilgi nedeniyle öğrenimini yarıda bırakıp, ağabeyi şair Arif Dino'nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başlamıştır.
Nazım Hikmet'in şiir ve oyun kitaplarına kapak desenleri çizmiş, çok genç yaşta kendini bir ressam olarak kabul ettirmiştir.
1933 yılında D grubu adlı sanat gurubunun kurucuları arasında yer almıştır. Grubun amacı, memlekette sanatın gelişmesini ve yayılmasını sağlamaktır. Düşünce yanı ağır basan resimler yaparak, batıdaki çağdaş akımlarla boy ölçüşecek yenilikler getirmeyi amaçlamışlardır.
*
Abidin Dino, 1934 yılında sinema öğrenimi görmek üzere Sovyetler Birliği'ne gitmiş, üç yıl Leningrad'da Ayzenştayn ve Yutkeviç'in yanında makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema eğitimi almıştır. Yutkeviç'in yönettiği Madenciler filminde çalışmıştır.
1937'de yaklaşan 2. Dünya Savaşı nedeniyle Sovyetler Birliği tüm yabancı öğrencileri geri gönderince Leningrad'dan ayrılmak zorunda kalmıştır.
Abidin Dino, Sovyetler Birliği'nden sonra Londra ve Paris'e gitmiş, Paris'te ressam ve dekoratör olarak film çekim çalışmalarında bulunmuştur. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisentein, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önde gelen sanatçılarıyla dostluklar kurmuştur.
*
İkinci Dünya Savaşı başladığında, Fransa'nın da, yabancıların ülkeyi terk etmesini istemesi üzerine, 1939 yılında Türkiye'ye dönmüştür. Dönüş yolculuğu ile ilgili Vedat Günyol'un anlattıkları, Abidin Dino'nun dost yönünü ortaya koymaktadır.
Vedat Günyol Paris'te hukuk doktorası için bulunuyormuş. Savaş başlayınca, yabancı öğrencilerin yurda dönmesi istenmiş. Vedat Günyol karayoluyla Romanya'nın Köstence kentine kadar geldikten sonra, limandan İstanbul'a gidecek bir vapura binmiş. Fazla parası yok, güverte bileti almış. Karadeniz'de geceler ayaz. Açıkta boş yer buldukça bir banka uzanıp biraz yatıyormuş. Çok da zayıf, Vedat Günyol. Denizde yavaş yavaş yüzen geminin güvertesinde sabaha karşı uyanıp bakmış; hayret, hiç üşümüyor. Üstüne bir palto örtülmüş. Anababa evindeki bir ılımanlığın içinde. Sıçramış Vedat Günyol, iki yanına bakınacak olmuş. Bir el, bastırmış üstüne.
"Uyu, uyu!" "Uyu sen, iyice uykunu al! Vakit var, sonra konuşuruz." Öyle tanışmışlar Abidin Dino ile. O da gemide güverte yolcusuymuş, üstüne paltosunu örten de Abidin Dino'ymuş...
Abidin Dino, 1941'de arkadaşlarıyla Liman (Yeniler) Grubunun oluşturmuş, çeşitli dergilerde çizgi ve yazılarıyla halktan yana, gerçekçi bir sanat görüşünü savunmuştur. Çizgi ve desenleriyle kendine özgü bir çizgiye ulaşmıştır.
Yeniler Grubu'nun Liman çevresindeki balıkçıları konu alan ilk sergisini açtığı 1941 yılında Abidin Dino, siyasi nedenlerle önce Mecitözü(Çorum)'ne, sonra Adana'ya sürgüne gönderilmiştir.
Adana, Abidin Dino'nun dedesi Abidin Paşa'nın geçmişte valilik yaptığı şehirdir. Adana başta olmak üzere pek çok kentte, semtlere, caddelere, okullara adı verilen Abidin Paşa çok önemli bir devlet adamıdır. Orhan Kemal'in 'Kanlı Topraklar' romanına konu olan topraklar, Abidin Paşa'ya ait topraklardır. (Niçin 'Kanlı Topraklar' denildiğini merak ediyorsanız, romanı okumanızı öneririm)
Abidin Dino, Adana'da 'Türk Sözü' gazetesini yönetmiştir. Adana'da Orhan Kemal ve Yaşar Kemal'le tanışan Abidin Dino, Yaşar Kemal'in, Aşık Kemal olduğu zamanlarda, onu teşvik eden destekleyenlerden biridir.
Yaşar Kemal, kendi köyünden, dağ köylerinden, ovalardan, kasabalardan topladığı buruşuk sarı kağıtlara yazdığı ağıtlar, türküler, destanlarla, Abidin Dino, Arif Dino ile Güzin Dino'nun karşısına çıkıp yaptıklarını anlatmaktadır. Yaşar Kemal'e
"Türküler Müfettişi" adını verenler de Dino'lar olmuştur. Yaşar Kemal'in bu çalışması, Adana Halkevi yayınları tarafından yayınlanan "Ağıtlar" kitabına dönüşecektir.
Yaşar Kemal, Kadirli cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul'a gitmek için Ankara'ya uğrar. Abidin-Güzin Dino'ların evinde Oktay Rifat da vardır. Yaşar Kemal, onlara neler yaşadığını, neler yaptığını, neler yapacağını bir çırpıda anlatır.
Oktay Rifat şaşırır ve sorar: ---Kemal, bu dediklerini bir ömürde mi yapacaksın?
" --Bir ömürde yapacağım!..."
Abidin Dino, Yaşar Kemal'e parası olup olmadığını sorarak, beş lirası olduğunu öğrenince, evdeki kumbaralarını boşaltıp tüm paralarını Yaşar Kemal'e vererek, otogara götürüp İstanbul'a yolcu eder. Bu sırada üzerinde hiç para olmadığını fark eden Abidin Dino, Yaşar Kemal'e verdiği paradan, utana sıkıla "sen oradan bana 75 kuruş versene " diyecektir.
Yaşar Kemal, Abidin Dino'ya 75 kuruşu seve seve verdiğini, arkasından da, "Abidin Bey o yetmiş beş kuruş size ananızın ak sütü gibi helal olsun" diye bağırdığını söyleyecektir.
*
Abidin Dino, işçileri, balıkçıları, pamuk toplayanları, atları yaptığı resimlerle iz bırakmış, çok beğenilen bir ressam olmuştur. Abidin Dino, Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi, partili bir sanatçıdır. Parti yayın organlarına sanat, edebiyat ve siyaset üzerinde yazılar yazan, tartışmalar yapan çok yönlü bir sanatçıdır.
1952'den sonra, eşi Güzin Dino ile birlikte Paris'e yerleşmiş, ölünceye kadar orada yaşamıştır.
Fransa, Cezayir, Amerika gibi değişik ülkelerde sergiler açmış, Fransa Plastik Sanatlar Birliği onur başkanlığı, New York Dünya Sanat Sergisi danışmanlığı gibi görevlerde bulunmuştur. 'İşkence', 'Atom Korkusu', 'Savaş ve Barış', 'Çıplaklar', 'Dört Kent', 'Dağ-Deniz' gibi birçok yapıtı çeşitli galeri, müze ve koleksiyonlarda yer almıştır.
Zaman zaman Türkiye'de kişisel sergiler açan Abidin Dino, 7 Aralık 1993 günü Paris'de hayatını yitirmiştir. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Aşiyan'da toprağa verilmiştir.
"...
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama ..."
Abidin Dino'yu ölümünün 27. yıldönümünde, Nazım Hikmet'in "Saman Sarısı" şiirinden bir bölümle saygıyla anıyorum.
"...
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
1961 yazı ortalarında Küba'nın resmini yapabilir misin
çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstat
yazık yazık Havana'da bu sabah doğmak varmışın resmini yapabilir misin
...
sen el resimleri yaparsın Abidin bizim ırgatların demircilerin ellerini
Kübalı balıkçı Nikolas'ın da elini yap karakalem
kooperatiften aldığı pırıl pırıl evinin duvarında okşamaya kavuşan ve
okşamayı bir daha yitirmeyecek Kübalı balıkçı Nikolas'ın elini
kocaman bir el
deniz kaplumbağası bir el
ferah bir duvarı okşayabildiğine inanamayan bir el
artık bütün sevinçlere inanan bir el
güneşli denizli kutsal bir el
Fidel'in sözleri gibi bereketli topraklarda şekerkamışı hızıyla fışkırıp
yeşerip ballanan umutların eli
1961'de Küba'da çok renkli çok serin ağaçlar gibi evler ve çok rahat evler
gibi ağaçlar diken ellerden biri
çelik dökmeğe hazırlanan ellerden biri
mitralyözü türküleştiren türküleri mitralyözleştiren el
yalansız hürriyetin eli
Fidel'in sıktığı el
ömrünün ilk kurşunkalemiyle ömrünün ilk kâadına hürriyet sözcüğünü
yazan el..."
Tahir Şilkan'dan alıntı. Haber Kaynağı: ESH- Doğan Prepol
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
|
|