İzmir de Ulaşım

12 EYLÜL DE KUSTURULAN KANLARI GÖRMEDİNİZ...

Albay Suat Aytın, Balyoz davasının 46. duruşmasında durumları hakkında yakınarak sitem ettiği Halkın kan kusturulup depolitize edildiği ginleri sorgulamak yerine bu günü sorgulaması eksik bir bakış, çaresiz bir yakarıştır.

10 Ekim 2011 Pazartesi 21:25
 Sevgili Albay Suat Aytın, 1980 de ve daha sonrasında kan kusturularak depolitize olan bu halkı için ne yapmalıydı? sorusunu sormalı kendine.
O ve onun gibilerin bu soruyu sormadığı için şimdi sıranın kendilerine geldiğinde yakınmasını halkın duyarsızlığına yüklenerek ifşa etmesi sonuca etki etmiyor.

Bu halkın susturulmak için, onun öncülerinin kan kusup yok edildiği dönemleri sessizce geçirenler, görev aşkları ile sarmal olmaları bu sonuçları doğurmadı mı?

Askeri kışlalar toplama kampları gibi kullanıldığında TSK nın tüm kadroları sessizce verilen emirleri yerine getirmedi mi?
İşte o günlerin suskunluğunun bu gün sonuçları yaşanılıyor.

O halk kan kusturularak susuturulurken, depolitize edilip bu günlerin gebeliğine yatırıldı ise bu gün haksızlığa duyulan bu isyan temelede çözüm önermiyor.

Çözüm önermek için geçmişi kendi bünyelerinde değil toplumsal nabzımızın vurduğu düzeylere bakmalılar.

Üstlerinden aldıkları aferinlerle yakılan canların bedeli bu gün onlar açısından berakklaştı.
Onlar bu halkın binlerce yıldır yaşadığını yenice yaşıyorlar.
Halk için hiç yabancı olmayan bu haksızlıklara görev başındayken müdahil olmalıydılar.
Ama zaman geçmiş değil.

Şimdi yakınmaları sitemleri ve vermesi gereken mücadeleyi doğru tespit etmeliler.
Gerisi hikaye.
 Aşağıda Balyoz davasının işbirlikçi medyaya düşen haberi...

Vatan Gazetesi ;

Balyoz Davası’nda söz alan tutuklu sanık Fikri Karadağ, "Biz mahkeme heyetini görünce ’tamam’ dedik. ’Ali ile Ömer’in olduğu yerde adaletsizlik olmaz’ Bir de yanlarında Murat olunca ’kurtulduk’ diye düşündük. Sonra bir baktık 163 kişi tutuklandı. Günah, Cehennemde yanacaksınız, kurtulamayacaksınız" dedi.

"Balyoz Planı" iddialarına ilişkin 224 emekli ve muvazzaf askerin yargılandığı davanın 46. duruşması başladı. Sanıklardan Albay Suat Aytın halkın Balyoz davasına olan tavrını eleştirerek "Sokak köpeklerinin haklarını savunmak için yürüyüş yaparken, Peygamber ocağı ordunun itibarının zedelenmesine göz yumulmuştur. İleride halkımız bunun bedelini ödeyecektir" dedi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılan duruşmaya, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP İstanbul milletvekili Emekli Korgeneral Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 140 sanık hazır bulundu. YAŞ üyesi Orgeneral Bilgin Balanlı ve emekli albay Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada ayrıca 32 tutuksuz sanık da hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan sanıklar Ergin Saygun ve Ahmet Sinan Ertuğrul ise duruşmaya katılmadı.

CENAZE İÇİN İZİN İSTEDİ

İsim yoklaması sırasında tutuklu sanıklardan Levent Güldoğuş, kayınvalidesinin vefat ettiğini belirterek savunmasını erken yapmak, cenaze işlemleri için Salı ve Çarşamba günleri izin verilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Ömer Diken de avukatının hazır olması halinde savunmasını verebileceğini söyledi.

"HALK BUNUN BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEK"

Dava henüz açılmadan önce soruşturma aşamasında iki kez tutuklanıp daha sonra da tahliye edildiğini belirten emekli Albay Suat Aytın, 11 Şubat 2011 tarihinde 133 sanık hakkında yakalama ve tutuklama kararı verilmesi üzerine kendisinin 3’üncü kez tutuklandığını söyledi. Toplam 12 ay tutuklu kaldığını belirten Aytın, seminerde yaptığı sunum ile ilgili suçlandığını belirterek "Suçumu bilmeden, peşin ceza kesilerek mağdur edildim" diye konuştu. 3. Kolordu Komutan yardımcılığı ve 52. Zırhlı Tümen Komutanlığı yaptığını belirten Aytın, "52. Zırhlı Tümen’in görevi, İstanbul ilinde güvenlik ve emniyeti sağlamak. İstanbul’da meydana gelebilecek olası terör ve toplumsal olayları bastırmak gibi konulardır" dedi. Aytın devamında ise halkın, Balyoz davasına olan tavrını da eleştirdi. Aytın "Sokak köpeklerinin haklarını savunmak için yürüyüş yaparken, Peygamber ocağı ordunun itibarının zedelenmesine göz yumulmuştur. İleride halkımız bunun bedelini ödeyecektir" dedi.

"BAŞKANIM TAMAM SÖZLERİMİ GERİ ALIYORUM"

Suat Aytın, poliste verdiği ifadesini kabul etmediği belirtti. Mahkeme Başkanı Ömer Diken de polisteki ifadesini neden kabul etmediğini sorması üzerine sanık Aytın, "Bana bir sureti verilmedi" diye konuştu. Söz alan sanık Aytın’ın avukatı Muammer Küçük ise müvekkilinin ifadesinin gece alındığını ve müvekkilinin uykusuz olduğu için alınan bu ifadelerinin sağlıksız olduğunu belirtti. Mahkeme başkanı Ömer Diken’in "Eğer müvekkililnizin uykusuz olduğunu söyleseydiniz ifadesi alınmazdı, alınsa bile geçersiz olurdu" demesi üzerine Sanık Aytın, "Başkanım tamam sözlerimi geri alıyorum. Polis de verdiğim ifadelerimi kabul ediyorum" dedi.

Mahkeme Başkanı Diken, "Bizim ifadenizi kabul edin diye bir zorlamamız yok. Nedenini söylemeniz yeterli" şeklinde konuştu. Avukat Muammer Küçük ise "Müvekkilimin poliste ifadesi alındığı sırada ben orada değildim. Orada olsaydım müsade etmezdim" ifadelerini kullandı.

"SAVUNMA SINIRLARINI AŞIYORSUNUZ"

Sanık Suat Aytın’ın savunmasının ardından konuşan avukatı Muammer Küçük, davanın sahte belgelere dayandığını belirterek, sanığın suçsuz olduğunu söyledi. Mahkemelerin yapısıyla ilgili konuşacağını söyleyen Avukat Muammer Küçük, "DGM’ler kaldırıldı. DGM’lerin sadece adı değişti ancak kendi aynıdır. Özel Yetkili 3 mahkeme daha kuruldu" dedi. Mahkeme Başkanı Diken de avukatın bu sözlerine müdahale ederek," Savunma sınırlarını aşıyorsunuz. Hiçbir yerde Özel Yetkili Mahkemeler diye bir ifade yoktur. CMK’nın 250. maddesine göre yetkili mahkemeler diye geçer" şeklinde konuştu. Avukat Muammer Küçük ise, "Sözlerime müdahale edecekseniz konuşmayayım. Sözlerime müdahale etmeyin bu konuşmalarımın tutanaklara geçmesini istiyorum" diye konuştu.

"TAHLİYE KARARI VEREN HAKİMLERİN BAŞINA NELER GELDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"

Cezaevi sınırları içinde savunma yapacağını söyleyen Avukat Muammer Küçük, "Tahliye kararı veren hakimlerin başına neler geldiğini görüyoruz. Bunun en son örneği 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay’dır. Baskılardan dolayı Şeref Akçay emekliliğini istedi. İkinci Ergenekon davasında yargılanan Hurşit Tolon hakkında tahliye kararı veren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iki üye hakimi Bakırköy hakimliğine atandı" dedi. Avukat Muammer Küçük görüntülerin tutanaklara tam olarak geçmediğini söyleyerek, kendilerine davaya ilişkin görüntü kayıtlarının verilmesini istedi.

BALYOZ DAVASINDA TUTUKSUZ SANIKLARA GEÇİLDİ

Duruşmaya verilen 10 dakikalık aranın ardından davada ilk kez tutuksuz sanıkların dinlenmesine geçildi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, sanığı savunmasını yapması için kürsüye aldı. Bu şekilde davada ifadesi alınan ilk tutuksuz sanık da Güldoğuş oldu. İddianamenin 175. numaralı sanığı olan Güldoğuş, "İddianamede adım Testere operasyonu timi komutanı olarak geçiyor. Bu listeyle adımı kimin yazdığını bilmiyorum. Böyle bir görev ne yazalı ne de sözlü olarak almadım. 1. Ordudaki seminere de katılmadım. Beraatimi ve duruşmalardan bağışık tutulmamı talep ediyorum" dedi.

"BEN NİYE BURADAYIM BİR YILDIR BİLMİYORUM"

Daha sonra ise kürsüye tutuksuz sanık Erol Ersan geldi. Kendisinin İstanbul’a ilk kez dava nedeniyle geldiğini bir yıldır duruşmaya gelebilmek için maddi olarak çok harcama yaptığını belirtti. Ersan, "Davanın ilk günlerinde iki kişinin ismi yanlışlıkla yazıldığı ortaya çıkmıştı. Benimde durumum aynı diye düşündüm ama öyle bir durum ortaya çıkmadı. Ben niye buradayım bir yıldır bilmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" şeklinde konuştu. 

SANIK’TAN MAHKEME HEYETİNE: CEHENNEMDE YANACAKSINIZ

Balyoz Davası’nda söz alan tutuklu sanık Fikri Karadağ, "Biz mahkeme heyetini görünce ’tamam’ dedik. ’Ali ile Ömer’in olduğu yerde adaletsizlik olmaz’ Bir de yanlarında Murat olunca ’kurtulduk’ diye düşündük. Sonra bir baktık 163 kişi tutuklandı. Günah, Cehennemde yanacaksınız, kurtulamayacaksınız" dedi.

Bu sözler üzerine duruşmada salonunda bulunan sanıkların yanı sıra Mahkeme Başkanı Ömer Diken ve üye hakimler güldü. Tebessüm ederek konuşma yapan mahkeme başkanı Ömer Diken, "Biz bu dünyada da öteki dünyada da hesabını veremeyeceğimiz kararların altına imza atmayız" şeklinde cevap verdi.

Balyoz Davası’nın 46. duruşmasında söz alan tutuksuz sanık Astsubay Selahattin Gözmen, hakkındaki suçlamaları redderek, sözde Balyoz Planı iddialarını televizyonlardan ve gazetelerden ilk olarak duyduğunu söyledi. 

Gözmen, "Gözaltına alınan sanıkların cami bombalayacağı iddialarına televizyon karşısında en ağır küfürleri saydırıyordum. Ancak daha sonra adımın gazetelerde çıktığını gördüm. Tanımadığım kişilerle ismim aynı listede çıkmış hatta sicil numaram bile yazıyordu. Daha sonra sanık oldum" dedi. 2 yıldır maddi ve manevi olarak zarar gördüğünün altını çizen Gözmen, "Ben Şanlıurfa’da görev yapıyorum. Aldığım maaşı çocuklarının rızkını otobüs paralarına veriyorum. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim ki suçsuzum. İsterseniz beni yalan makinasına bağlayın. İsterseniz iğneyle ifademi alın ama ben suçsuzum. Duruşmalardan vareste tutulmak istiyorum" dedi.

"BALYOZ İDDİALARINA İNANDIM"

Üye hakim Ali Efendi Peksak çapraz sorgusunda sanık Selahattin Gözmen’e, "Balyoz planına ilişkin haberler basında çıktığında 'Küfrettim’ dediniz. Siz inandınız mı ki bunlara. Size inandırıcı geldi mi bu planlar?" sorusunu yöneltti. Balyoz iddialarına inandığını söyleyen Gözmen, "Cami bombalamaktan bahsediliyordu. Her yerden bomba çıkıyordu. Ortada Ergenekon gibi bir şey vardı. Bu yüzden inandırıcı geldi" dedi.

"BİLMEDİĞİNİZ KONULAR HAKKINDA KONUŞMAYIN"

Bu sözler üzerine Birinci Ergenekon davasında da tutuklu sanık olarak yargılanan emekli albay Fikri Karadağ, "Ben 46 aydır tutukluyum. Siz Ergenekon örgütü hakkında ne biliyorsunuz. Bu davada bir iftira varsa orada bin misli var. 4 yıldır hiçbir şeyi kanıtlayamıyorlar. Bilmediğiniz konular hakkında konuşmayın" şeklinde konuştu. Sözlerinin yanlış anlaşıldığını aktaran sanık Gözmen, haberleri ilk izlediği zaman "Cami de mi bombalayacaktınız, bunu da mı yapacaktınız" gibi bir duyguya kapıldığını daha sonra iddiaların gerçek olmadığına inandığını belirtti. Bunun üzerine tekrar konuşmaya başlayan Karadağ "Allah başına vermiş. Suizan etmek günahtır. Kuran’da ‘Size bir fasık haber getirdiğinde onu iyice araştırın’ diyor. Burada iftiralar var" dedi.

"CEHENNEMDE YANACAKSINIZ"

Duruşma salonunda arada sırada sessizce Kuranı Kerim okumasıyla dikkat çeken Karadağ sözlerine şöyle devam etti:
"Biz mahkeme heyetini görünce ’tamam’ dedik. ’Ali ile Ömer’in olduğu yerde adaletsizlik olmaz’ Bir de yanlarında Murat olunca ’kurtulduk’ diye düşündük. Ama savcı Savaş Kırbaş, onun soyadı Kırbaç olmalı. Bizim hakkımızda tutuklama kararı istedi. Sonra bir baktık 163 kişi tutuklandı. Günah, Cehennemde yanacaksınız, kurtulamayacaksınız. Hem bu dünyada hem öteki dünyada hesap veremeyeceksiniz."

Bu sözler üzerine duruşmada salonunda bulunan sanıkların yanı sıra Mahkeme Başkanı Ömer Diken ve üye hakimler güldü. Tebessüm ederek konuşma yapan mahkeme başkanı Ömer Diken, "İşimiz zor bizim. Beşiktaş’ta 150 dosya daha var. Biz bu dünyada da öteki dünyada da hesabını veremeyeceğimiz kararların altına imza atmayız" şeklinde konuştu.
Haber Kaynağı: ESH

Bu haber 1102 kez okundu
Yükleniyor...