19 Ağustos 2025 Salı
DEVLETİN VALİSİ, DEVLETİN MİLLETİ İŞTE BU KADARİki enterasan olay biri birinden ilgisiz ama sonucu aynı yere varıyor.İhmal ve işgüzarlık.Vali ye bak. Boyacı sandığını vur sırtına bana mısın demez alır fırçayı, boyayı, cilayı VIP salonunun önünde Bakanın ayakkabılarını boyar.![]()
Aynen yazıldığı gibi okuyup anlamalısınız.Muş Valisi Ali Çınar boyacılığa soyunuyor.
Korumanın bile ar ettiği bir durumu Vali Bey umursamıyor. Bu kadar olmaz demeyin.Daha fazlasıda oluyordurda biz göremiyoruz. Başbakan öyle bağırıyorki her kes tir tir titriyor karşısında.E bu korkudan sonra ürkek tavşan yüreği taşıyan çok kırmızı kanlılar Başbakan'ın bakanına ne yapacağını şaşırıyor. İşte Melih Aşık'ın köşesine taşıdığı Cilacı Vali haberi; "Geçtiğimiz perşembe günü Muş Havaalanı... Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP Milletvekili Ali Topuz, CHP PM üyesi Perihan Sarı VIP salonunda Ankara’ya gidecek uçağa çağrılmalarını bekliyorlar. Bakan Akdağ’ı uğurlamak üzere VIP’te bulunan Muş Valisi Ali Çınar birara kaş - göz işaretiyle korumasını yanına çağırıyor, kulağına eğilerek bir şeyler söylüyor. Koruma az sonra elinde bir ayakkabı cila süngeri ile geliyor, süngeri Vali’ye veriyor. Vali Çınar, bu kez Bakan Akdağ’ın korumalarından birini yanına çağırıyor. Yine kaş - göz işaretiyle elindeki süngeri göstererek Bakan Akdağ’ın tozlanmış ayakkabılarını silmesini istiyor. Koruma, anlamazlığa vurup isteği yerine getirmeyeceğini belli edince ne mi oluyor? Vali Ali Çınar, etrafa çaktırmamaya çalışarak yavaşça masanın altına eğiliyor. Tam Recep Akdağ’ın ayakkabısının tozunu alacak... Hemen yanıbaşındaki Perihan Sarı’nın uyarısı geliyor. - Yapmayın Sayın Vali. N’olur yapmayın!
Vali, süngeri yavaşça yere bırakıyor, doğruluyor. Yavaş bir sesle Perihan Sarı’ya;
- Çok tozlanmıştı ama, diyor.
- Tozlanırsa tozlansın Vali Bey... Hiç gerek yok buna...
Vali Ali Çınar, Perihan Sarı’ya herhangi bir yanıt vermiyor. Bakan Bey uçağa maalesef tozlu ayakkabı ile biniyor!
Bir başka haber de Kütahya'da yaklaşan büyük felaketle ilgili.Kİmsenin umursadığı yok ama Türkiye belkide son yılların en büyük felaketi ile karşı karşıya.Hükümet bunu görmüyor.Seçimlere takılmış hepsi.Varsa yoksa seçim. İnsanların yatak odalarına yerleştirdikleri kameralarla ne yaptıklarına merak sarmışlar. Meydanlara doluşan bindirilmiş, sindirilmiş, uyuşturulmuş, afyonlanmış kitleler uyur uyanık haldeler. 2004 yılındaki skandal özelleştirme ile satılan ETİ GÜMÜŞ'e ait tesislerdeki siyanür havuzları çevreyi yok edecek. Yine Melih Aşık'ın köşesine taşıdığı bir haber metni iile sizlerle paylaşıyoruz; "Kütahya’da şehir merkezine 34 kilometre uzaklıktaki Eti Gümüş’e ait tesiste atık barajının setlerinden biri çöktü, havuzda bulunan siyanürlü su taştı. Bölge siyanürlü atığın yaratacağı bir çevre felaketi ile karşı karşıya... Türkiye Maden İşçileri Sendikası yaptığı açıklamada “Atık havuzlarının felaketlere yol açabileceği konusunda uyarıda bulunmuştuk” diyor. Kimse umursamamış... Eti Gümüş 2004 yılında özelleştirildi.
Söğüt Seramik adlı iflas etmiş firma adını değiştirip 3S yaparak gümüş tesislerini 40 milyon dolar gibi bedava denecek bir fiyata aldı...
Ancak özelleştirme bedelini zamanında yatıramadığı için ihale iptal edildi.
Yapılan yeni ihaleyi bu defa Söğüt Seramik adlı eski müflis firma kazandı.
Aynı patron bu defa eski şirketi Söğüt Seramik’le ihaleye girip kazanmıştı.
Daha önce ihale bedelini ödeyemeyen, borçlu bir şirketin ikinci kez aynı ihaleyi, başka şirket adı altında da olsa kazanması büyük skandaldı.
Ancak Özelleştirme Yüksek Kurulu yapılan çağrılara rağmen satışı iptal etmedi.
Eti Gümüş’ü alan şirket üretimi iki kata çıkardığı halde tesislerin kapasitesini arttırmadı. Başgösteren sızıntılara karşı önlem almadı. Bu gün yaşanan tehlike tamamen ihmalin sonucudur.
Elbette yeterli denetimleri yapmayan devlet de sorumluluğa ortaktır.
Doğayı ve insanları talana, soyguna, kazanç hırsının sorumsuzluğuna terk ederseniz olacağı budur."
İşte durmu ahvalimiz... Başbakan gürlüyor meydanlarda. Yatak odalarındaki gizli ellerin çekimlerini (Alemin orası burası kimin derdi ise ?!) muhaliflerine siyasi çıkara dönüştürüyor. Oysa Türk deyimlerinin en havalısı "DELİKANLILIK" diye bir tanımın davranışı vardır.Delikanlı adam "faişeye bile faişe demez" derler. Demekki zaman değişti Kasımpaşanın delikanlılığı bumu acaba.Kasımpaşalıları tenzih ederiz. Haber Kaynağı: ESH- Doğan Prepol
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
|