İzmir de Ulaşım

KILIÇDAROĞLU; BU YÜRÜYÜŞ, BİZİM İLK ADIMIMIZDIR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Maltepe'deki 'Adalet Mitingi'nde yaptığı konuşmada, "Benimle birlikte 450 kilometreyi kat eden sevgili yol arkadaşlarım, sevgili adalet arayıcıları, bizleri televizyonları başında izleyen sevgili yurttaşlarım. Maltepe Meydanı'ndan bütün İstanbul'a, Türkiye'ye gönül dolu sevgiler, muhabbetler gönderiyoruz. 15 Haziran 2017'de sabah saatlerinde Ankara Güvenpark'ta başlattığımız yürüyüşü Maltepe'de noktaladık. Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin bu yürüyüş, bizim ilk adımımızdır. Herkes şunu çok iyi bilsin 9 Temmuz yeni bir adımdır. Yeni bir iklim, tarih, doğuştur" diye konuştu.

09 Temmuz 2017 Pazar 19:37
KILIÇDAROĞLU; BU YÜRÜYÜŞ, BİZİM İLK ADIMIMIZDIR   

Kılıçdaroğlu; Korku gömleğini çöpe attık

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Maltepe'deki 'Adalet Mitingi'nde yaptığı konuşmada, "Benimle birlikte 450 kilometreyi kat eden sevgili yol arkadaşlarım, sevgili adalet arayıcıları, bizleri televizyonları başında izleyen sevgili yurttaşlarım. Maltepe Meydanı'ndan bütün İstanbul'a, Türkiye'ye gönül dolu sevgiler, muhabbetler gönderiyoruz. 15 Haziran 2017'de sabah saatlerinde Ankara Güvenpark'ta başlattığımız yürüyüşü Maltepe'de noktaladık. Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin bu yürüyüş, bizim ilk adımımızdır. Herkes şunu çok iyi bilsin 9 Temmuz yeni bir adımdır. Yeni bir iklim, tarih, doğuştur" diye konuştu. 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Maltepe'deki 'Adalet Mitingi'nde yaptığı konuşmada, "OHAL kalksın, Türkiye normalleşsin istiyoruz. FETÖ ile mücadelenin göstermelik değil, gerçekten yapılmasını ve bu darbe girişiminin siyasi ayağının kesinlikle ortaya çıkarılmasını istiyoruz" dedi. 
Ankara'dan İstanbul'a gerçekleştirdikleri 'Adalet Yürüyüşü'yle ne istediklerini anlatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "OHAL kalksın, Türkiye normalleşsin istiyoruz. Adliyeye, kışlaya, camiye siyaset girmesin. Yargı, siyasetin sopası olarak kullanılmasın. Yargı tarafsız ve bağımsız kılınsın. Hapishanede gazetecileri olmayan bir Türkiye istiyoruz. Özgür medya istiyoruz. Üniversiteleri susturulmuş değil, üniversiteleri konuşan bir Türkiye istiyoruz. Düşünceyi açıklama özgürlüğü istiyoruz. Düşüncesini açıkladı; diye kişilerin, kurumların suçlanmasını ve hapishaneye atılmasını istemiyoruz. Milletin seçtiği vekillerin tutuklanmasını, hapishaneye atılmasını değil; TBMM'de görev yapmalarını istiyoruz" diye konuştu. 
DEMOKRATİK PARLAMENTER SİSTEMİ İSTİYORUZ
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "FETÖ ile mücadelenin göstermelik değil, gerçekten yapılmasını ve bu darbe girişiminin siyasi ayağının kesinlikle ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Tek adam rejimi değil, tek adam rejimine 'hayır' diyoruz. Tek adam rejimi değil, demokratik parlamenter sistemi istiyoruz. TBMM'nin gasp edilen yetkilerinin iadesini istiyoruz. Göstermelik değil, gerçekten de kadın-erkek eşitliği istiyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesini ve devletin bu konuda daha tutarlı politikalar üretmesini istiyoruz. Gençlere saygı istiyoruz. Gençler, potansiyel suçlu olarak gösterilmesin istiyoruz. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamaların eşit yurttaşlık temelinde sona erdirilmesini istiyoruz"
NEDEN YÜRÜDÜK?
Neden yürüdük? Bu sorunun cevabını izin verirseniz vereyim. Olmayan adalet için yürüdük, mazlumun ahı için yürüdük, hapisteki milletvekilleri için yürüdük, hapisteki gazeteciler için yürüdük, Sözcü muhabiri Gökmen Ulu’nun doğum günü. Hapistesin kardeşim biliyorum ama unutma Maltepe Meydanı senin yanında, gazetecilerin yanındadır. Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük, KHK ile üniversite hocalarının kapının önüne konması tam bir demokrasi ayıbıdır. Geçmişte bunu 1402’leri hatırlarsınız sıkıyönetim döneminde paşalar yapıyordu, Hitler Almanya’da yapıyordu, Almanya’dan gelen hocalara Gazi Mustafa Kemal Atatürk kapılarını açtılar. Şimdi Kaboğlu gibi ünlü isimler kapının önüne kondu, yurt dışına yasak kondu. Yasaklayanları Maltepe Meydanı’ndan kınıyorum. "Tek adam rejimine, FETÖ'ye karşı olduğumuz için yürüdük" Haksız yere kamudan atılanlar için yürüdük, çocuklar için yürüdük, taşeron işçiler için yürüdük, mevsimlik işçiler için, orman köylüleri için, linç edilen askerler için, hapisteki öğrenciler için yürüdük. Tek adam rejimine, FETÖ’ye karşı olduğumuz, 20 Temmuz’a karşı olduğumuz için yürüdük. IŞİD, PKK, El Nusra’ya karşı olduğumuz için yürüdük. Devlette liyakat sistemi kalmadığı için yürüdük. 15 yılda 13 kez üniversite ve KPSS soruları çalındı, bunun için yürüdük. Şiddet mağduru kadınlarımız ve çocuklarımız için yürüdük, Mavi Marmara şehitleri için yürüdük. Onursuz bir anlaşmayla hakları elinden alındığı için yürüdük. Terörist ilan edilen, hapis edilen, hak aramak açlık grevindeki kardeşlerimiz Nuriye ve Semih için yürüdük. Korku iklimi içinde konuşamayan iş dünyası için yürüdük. Siyasi ayak ortaya çıksın diye yürüdük. 249 şehidimiz ve gazilerimiz için yürüdük. Şehitler ve gaziler arasında ayrım yapılamaz, ayrım yapılmasın diye yürüdük. Özetle bu ülkede adeleti getirmek için yürüdük. 9 Temmuz bir yürüyüşün sonu değil, bir birlikte yaşama iradesinin ortaya konmasının başlangıcıdır.
SOKAKSA, SONUNA KADAR SOKAK
Yürüyüşe başlayınca eleştiriler geldi, “Adalet sokakta aranmaz” diye. Bir ülkede büyük eşitsizlikler varsa, o ülkenin mahkemeleri bağımsız değil, siyasi otoriteden talimat alıyorsa, siyasi otoritenin beklentilerine göre karar veriyorlarsa, milli iradenin tecelligahı olan TBMM’nin yetkileri gasp edilmişse, TBMM dumura uğratılmışsa, basın susturulmuş veya iktidar tarafından teslim alınmışsa, o zaman adalet arayışımızın tek yeri var, o da sokaktır. Adalet, adalet, adalet. Sonuna kadar hak, hukuk, adalet diyeceğiz. Bize diyorlar ki “Adaleti niye sokakta arıyorsunuz?” 15 Temmuz’u savuşturan parlamentonun ve halkın duruşu oldu. Darbeyi durdurmak için sokak iyi, adalet için sokak kötü. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti getireceğiz. Sokaksa sonuna kadar sokak.  
 
Yükleniyor...