21 Kasım 2024 Perşembe
BUDA KOMÜNİST (!) “STRATEJİK DERİNLİK“Eski bir söz vardır Anadolu da"G..tüne bakmadan Hasandağına oduna gidiyor" diye.
İsmini "Komünist Başkan" diye lanse ederek Komünist olunmuyormuş Sn. Maçoğlu.
Türkiye'de özellikle sosyal medyadan dolayı yediden yetmişe herkesin gönlünde bir yer edinerek, onlarca yıldır öcü gibi gösterilen "Komünist" sözcüğüne sempati yarattı. Kuşkusuz Ovacık gibi küçük bir yerleşim noktasında önemli işlerde yaptı. Oradan Tunceli Belediyesi Başkanlığını aldı. Yine kamuoyunda oluşan sempati rüzgarı bunda etkiliydi. İnsanlar özellikle sınıf bilinci almış insanlarda bir umut ışığı gibi algılandı. Tunceli'den böyle bir umut ışığının doğması, Tunceli'nin geçmişine bakınca şaşırtıcı değildi. 80 lerde Tunceli'de Pkk nın barınması mümkünmüydü? Esamesi okunmazdı. Çünkü Tunceli Yurtsever Devrimcilerin egemen olduğu bir kentti.Orada Pkk gibi örgütlerin barınması olanaksızdı. 80 sonrası Amerikancı darbenin silindir gibi ezip yok ettiği Yurtsever Devrimci güçlerin yerine ABD emperyalizminin büyütüp beslediği işbirlikçiler boşluğu doldurdular. Bu gün gelinen süreç yaşanıyor hali ile...Ancak Yurtsever Devrimcil anlayışın Tunceli'de yok edilemediğinin göstergesi; kazanılan "Komünist" etiketli Maçoğlu Başkanlığıdır. Fakat bu gün gelinen somut duruma bakınca anlıyoruz ki Maçoğlu koca bir balonmuş. G..tüne bakmadan Hasandağı na oduna gitmeyi seçti, yolda kaldı. Sırtlandığı odunların altında kaldı. Öngörüsüzlüğünün bu kadar kısa bir zaman dilinimde ispatlanması üzücüdür. Toplumsal bir sempati rüzgarını arkasına alıp, toplumun doğrularından sapmayı seçti Maçoğlu. İşbirlikçilerin kışkırtması yada dolduruşu ile gericiliğe sarılıp, ilerici olmanın -sembolikde olsa- adına karşı durdu. Oysa sırtını dayadığı egemenlere karşı 7 tane zabıtasını koruyacak stratejisi olmayan bu öngörüsüz arkadaş dersini almışmıdır diye kuşku var ortada. Çünkü yaptığı hatanın kendisini destekleyenlerce anlaşılır bir dilde özeleştirisini yapmadı henüz. Sözde TKP bir açıklama yaptı.Gevelemekten başka bir şey değildi. Maçoğlu Seyit Rızalar, Şeyh Saitler mi, yoksa Diyap Ağalar mı sorusunda nerede duruyor? Bunu kamuoyuna açıklamalıydı. Yapamiyor. Ya bu kadarlık bir kapasitesi var, yada korkak. Dersim Osmanlı'da ki konumu ile bir bölge idi.Cumhuriyet Devriminden sonra eski idari biçimlerin tümü (devrimci güçle, zorla) dağıtılıp yerine Cumhuriyet kendi kurumlarını oluşturdu.Cumhuriyet Devrimi ilerici bir durumdur. Bunun sembolik ismide o bölgenin Cumhuriyet kurumsallığı ile Tunceli adını aldı. Konu basitçe Cumhuriyet Devrimi mi, yoksa emperyalist işbirlikçilik mi? Burada Dersim, Seyir Rızaların, Şeyh Saitlerin, sonuç olarak gericiliğin önüne konulmuş, Tunceli ise Diyap Ağaların Cumhuriyet Devrimleri ile buluştuğu ilerici, devrimciliğin önüne konulmuştur. Şimdi Maçoğlu buna yanıt vererek bir anlamda özeleştirisini yapabilir mi? Bu basit stratejik hatayı göremeyen bir bakış açısından, bunu beklemek fazlası ile saflık olmaz mı? Bilimsel bakış; safca niyet beslemez, dilek tutmaz, fal bakmaz...Somut koşulları olduğu gibi değerlendirir, nedensellik arar ve sonucu iki tarafı (olumlu-olumsuz) ile tahmin eder. TUNCELİ-DERSİM konusuna akdemik bir bakış için göz atmaya değer. M.GÜNEŞ Haber Kaynağı: ESH- Doğan Prepol
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
|
|